Bediüzzaman ve talebeleri

Risale-i Nur hakikatlerinin tarihi seyri içinde Bediüzzaman Hazretlerinin etrafında Kur'an davasına gönül vermiş hizmet erleri Nur Talebeleri unvanını almışlar.Onlar karanlığa, zulme, haksızlığa, istilaya, inkâra, istibdada boyun eğmemiş, hapis yatmış, çile çekmiş, iman ve Kur'an davasında sadakatten ayrılmamış isimsiz kahramanlardır. Birinci Cihan Harbinde Bediüzzaman, talebeleriyle birlikte Van'dan Erzurum'un Pasinler Cephesi'ne giderek Gönüllü Alay Komutanı olarak din, vatan, mukaddesat uğruna savaşa katılmışlar, Kafkas cephesinde düşmanla göğüs göğüse mücadeleler etmişlerdir. Pasinler cephesinde Rus ve Ermeni güçlerine karşı vatan müdafaası yaparken Bediüzzaman'ın birçok talebesi ve yeğeni şehit olmuş, kendisi ayağı kırıldığı için Ruslara esir düşmüştür. O yaralıyken talebelerine gitmelerini söylese de talebeleri ölümü göze alarak bırakıp gitmemişler. Hayatını dinine, davasına, vatanına adamış Bediüzzaman ve Kur'an talebeleri, riyadan, gösterişten, şöhretten, maddi menfaatten uzak kalmayı destur bilmişler. Allah yolunda, rızası dairesinde İslam'ı, imanı, ibadeti, ihlâsı, istikameti, istiğnayı, tevazuu, takvayı, sünnet-i Seniye mesleğini rehber edinmiş bahtiyarlardır. Ali Ulvi Kurucu Tarihçe-i Hayat'ta güzel ifade etmiş: "...gönüller fâtihi büyük Üstad Bediüzzaman Said Nursî'ye, onun yüz otuz parçadan ibaret olan Risale-i Nur Külliyatına ve ahlâk ve faziletleri, ihlâs ve samimiyetleri, iman ve irfanlarıyla hayatın her safhasında sadece bir ülkeye değil, bütün insanlık âlemine ter temiz örnekler vermekte devam eden Nur talebelerine aittir." Osman Yüksel Serdengeçti 1952 yılında Serdengeçti Mecmuası'nda Said Nur ve Talebelerini yazmış: "Yaşlar ayrı, başlar ayrı, işler ayrı... Fakat bu ayrılıkta gayrilik yok! Hepsi bir şeye inanmış... Allah'a!.. Âlemlerin Rabbi olan Allah'a... O'nun ulu Peygamberine... O'nun büyük kitabına... Kur'an henüz yeni nâzil olmuş gibi, herkes aradığını bulmuş gibi bir hal var onlarda. Said Nur ve talebelerini seyrederken, insan kendini âdeta Asr-ı Saadet'te hissediyor. Yüzleri nur, içleri nur, dışları nur... Hepsi huzur içindeler..." Bediüzzaman'ın ilim ve irfan mektebi hayatı boyunca mümtaz nur talebeleriyle dolup taşmıştır. Son nefesine kadar O'nun talebeleri yanından ayrılmamışlar. Kur'an nurlarıyla ve iman hakikatleriyle aydınlanmış insanlar dağda,