Muhsin Kızılkaya

Haberturk

"Rus ruhu" ve Putin!

Edebiyat tarihinin mihenk taşı romanlarından birisi olarak kabul edilen "Savaş ve Barış"ta; "Güç, her zaman kullanılmayacak kadar değerli ve özenle saklanacak kadar kıymetli bir sermayedir," diyen Tolstoy 20 Kasım 1910'da karısıyla giriştiği şiddetli bir kavganın neticesinde evinden ayrıldıktan on gün sonra küçük bir tren istasyonunda hayata veda e

Çinliler birbirine benzemez!

Attila İlhan'ın bir kitabına da isim olan "Zenciler birbirine benzemez" lafının doğru olduğunu, geçen hafta içinde Van'da görev yapan bir mektep arkadaşımın çalıştığı iş yerinde ziyaretim sırasında bana anlattığı hikayeyi dinleyinceye kadar bilmiyordum. Ona da bir arkadaşı anlatmış. Bir grup bürokrat resmi bir gezi için Türkiye'den Çin'e gitmiş. Çi

"Artık ölebilirim"

Edebiyat aleminde çıtayı kendisinden sonra bir daha kimsenin üzerinde atlayamayacağı bir yüksekliğe koyan, ünlü bir doktorun oğlu, annesine aşık, züppe bir gençlik yaşamış, eşcinsel bir hayatın sancılarını iliklerine kadar hissetmiş, hayatı boyunca türlü hastalıkla boğuşmuş, ardı arkası kesilmeyen astım krizlerinden mustarip, hayatından bir sürü yı

"Kısa yaşayıp uzun ölenlerin" şehrinde!

Memleketim Hakkari'nin kar altındaki bu halini görmeyeli yıllar, yıllar olmuş. O kadar uzun yıllar ki, kalkıp o zamanlara uzanmaya çalışsam birkaç menzilde konaklamam, her menzilde vesait değiştirmem, birkaç handa gecelemem, birkaç dağda aç yatmam, birkaç ovada çarık eskitmem, birkaç nehir geçmem, anlayacağınız feleğe arkamı, yüzümü uğura dönüp ter

Türkiye'de heykeli dikilen tek Batılı şair!

"Binbir Gece Masalları"nın 1704 yılında, "doğuştan romancı" addedilen, seyyah, antika meraklısı, eski el yazması kitap avcısı Antoine Gallan tarafından Fransızcaya çevrilmesiyle birlikte Batılı edebiyatçılar Doğu'yu merak etmeye başladı. Öncesinde de vardı Batılı yazarlarda Doğuya karşı bir merak ama Batıda edebi akımların başlamasına Doğunun temel

Kayıp nesil

Birbirine yakın yıllarda doğmuşsanız, yaşadığınız sürece hemen hemen benzer sevinçleri, hüzünleri, benzer sıkıntılar yaşamışsanız, ortak bir gelecek tahayyülü kurmuş, hayalleriniz, ütopyanız birbirine yakınsa, ortak bir kaderi paylaşmış, bir sürü şey karşısında benzer sorumluluklar hissetmişseniz o kişilerle aynı kuşaktan sayılırsınız. Ama ben "kuş

Bizdeki yazar evleri veya "Faust'un mürekkep lekeleri"

Siz bakmayın büyük Dostoyevski'nin, "Kederli hallerimiz gözümüze batar da saadetimizi kolay kolay fark edemeyiz" benzeri bir kelam etmiş olmasına; adamakıllı mutluydum ve bunun farkındaydım. Nasıl mutlu olmayayım ki Şehre yağan tekmil karı güneş birkaç günden beri toplamıştı. Hava sıcaktı. Sağda solda, bir ağaç gövdesinin arkasına, güzel bir sokağı

Haşim, Veli ve karanfil

Orhan Veli, Ahmet Haşim'in belalısıdır. Takılmadan duramaz. Aslında takıldığı Haşim'in kişiliği değil, şiiridir. Zira Haşim, Yahya Kemal'le birlikte Orhan Veli ve arkadaşlarının başkaldırdığı eski şiirin sembolüdür, şiiri "yüksek sanat" olarak görür. Orhan Veli'yle özdeşleşen "Garip" akımı, öncülerinden birisinin Haşim olduğu önceki şiire reddiyeyl

Bir kış günü eğer bir yolcu

Ona karşı örgütlenmemiş modern insan için kar, zulümdür. Yolunu kapatır, suyunu, gazını keser, hareketini felce uğratır, yolda bırakır, uçağın içine kapatır, açlık çektirir, üşütür, otobüsünü devirir, arabasını bozar, hasta eder, velhasıl yaşadığına yaşayacağına pişman eder insanı. Kara karşı örgütlenmemiş şehir, gelmekte olan sele karşı çaresiz in

Sezen Aksu'nun cesareti!

Önceki yazımda görüşlerine başvurduğum rahmetli Hüsamettin Arslan'ın, "Gündelik hayatta, bilgiyle kirlenen insanlar, sıradan insanların" yani 'sağduyunun' cennetinden kovulurlar" dediğini aktarmıştım. Ona göre, "Bu insanlar için geriye dönüş imkansızdır artık; "dünyevi cehennemin zebanileriyle yaşamak kaderleridir"; çünkü "içlerine 'şeytan' girmişt