Müzmin kararsızlar

HER seçim döneminde olduğu gibi "kararsız seçmen" söylemidir gidiyor Belli ki aradan 5 yıl geçmesi unutulmasına yaramış; kararsız seçmenin Türkiye'de önemli bir kesimi veya kitleyi oluşturmadığının farkına bu seçimde de varılmıyor. Son günlerde "kararsız seçmenin seçimin kaderini değiştireceğine" yönelik söylemler artınca, rakamlarla ortaya koymak şart oldu Şunu baştan belirteyim, Türkiye çok partili hayata geçtiğinden bu yana yapılan 19 seçimin neredeyse tamamında seçmenin ortalama 14-18'i sandığa gitmedi. Bazı zamanlar bu oran çok azaldı, 1969 seçiminde görüldüğü gibi bazen de 35.66 gibi büyük bir küskünler kitlesi yarattı; katılım 64.34 kaldı... Sandığa gitmesine karşın, mührü birkaç kez basarak geçersiz kıldığı protesto oyları da eklendiğinde oran zirveye ulaştı; katılım 61 gibi bir rakamda kaldı. Bu seçmenin 39'unun oy kullanmak için sandığa gitmediği, gidenin de oyunu geçersiz kıldığı anlamına geliyordu... Katılımın bu denli az olmasının başta gelen nedenlerinden biri seçim sistemiyle oynanmış olmasıydı... İktidarda bulunan Adalet Partisi, uygulanan seçim sistemini değiştirdi. Anayasa Mahkemesi de değiştirilen kanun maddelerini iptal etti; tam bir sandık karmaşasına dönüştü... Bugün de kullanılan milletvekili dağılımının matematik mantığını oluşturan D'Hondt sisteminin barajsız uygulamasının sandıktaki ilk denemesiydi.... Seçime 8 partinin yanında sistemin değişmesi dolayısıyla 189 da bağımsız aday katıldı. Başta da belirttiğim gibi, bugüne kadar gerçekleşen 19 seçim içinde katılımın en düşük olduğu sandıktı SEÇMEN PROTESTOSU DEMİREL'E YARADI Aslında bir öncesi, 1965 seçimi de 71.36 katılımla seçmenin sandık protestosunun gelmekte olduğunun işaretini vermişti Seçimin en önemli özelliği İsmet İnönü hükümetinin kurduğu azınlık hükümetinin TBMM'deki bütçe oylamasında güvensizlik oyuyla yıkılması, AP'nin yeni seçilen Genel Başkanı Süleyman Demirel'in de üç yeniyi başarmasıydı... Demirel, AP'nin kıratının tek başına dizgini elinde tutan süvarisi olurken, 1960 darbesinden sonraki tek başına hükümeti kuran lider unvanını da eline aldı; Genel Başkan olarak girdiği ilk seçimde Başbakanlığı alan lider unvanına da kavuştu. Seçmen benzer davranışı 15 yıl sonra 2002 seçiminde gösterdi... AK Parti'yi iktidara taşıyan bu seçim, 1980 darbesi sonrası gerçekleşen 11 seçim içinde katılımın 80 altında kaldığı tek sandık oldu; katılım 79.14'te kaldı. Seçmen, ekonomik krizin acı reçetesinin faturasını, sandığa gitmeyerek partilerine ödetti OY PATLAMASI OLANLAR Bazen de tersi oldu, sandıkta oy patlaması yaşandı. Bugüne kadar yapılanlar arasında en çok katılım 1987 seçiminde gerçekleşti; katılım 93.38 oldu, seçmenin 6.62 gibi çok az bir oranı sandığa gitmedi Hem de 1986 ara seçiminin hemen ardından gelmiş olmasına karşın Sadece bu dönemle de sınırlı kalmadı Bir öncesinde, askeri darbenin ardından, demokratik siyasi hayata geçişin ilk adımı olan 1983 seçiminde de seçmen benzer tutum sergiledi. Sandığa gitme oranı 92.36 olarak gerçekleşti... Bu seçim, demokratik çok partili parlamenter hayata geçildiği 1950