Kurulu Göç Düzeni

İSTER adına geçici koruma altındaki sığınmacılar, ister mülteciler ya da topluma mal olmuş adıyla Suriyeliler deyin Resmi verilere göre dahi sayıları milyonla ifade edilen bu kişilerin evlerine gönderileceğini sanıyorsanız yanılırsınız. Hatta daha ileri bir tespitte bulunayım Mülteciler üzerinde yıllarını harcamış akademisyenlerden, yardım kuruluşlarının ve emniyet güçlerinin, hatta insan hakları kuruluşlarının yöneticilerine kadar geniş bir yelpazede üzerinde uzlaşı sağlanmış tek konu da budur. Gelenlerin ağırlıklı bölümü Türkiye'de kalacak, yurtlarına dönmeyecek. Gidişleri de ancak Suriye'nin çok daha zengin, müreffeh, insan hakları ve özgürlüğüne önem veren bir ülke haline gelmesiyle olası olabilir. Ona kadar da zaten en az üç nesil geçer YILLAR ÖNCE SÖYLENMİŞ CÜMLE Mülteciler ve özellikle de Suriyeliler üzerinde Türkiye Barometresi çalışması yapan Prof. Dr. Murat Erdoğan dün New York Times'ta geçici koruma altındaki Suriyeliler hakkında yayınlanan bir makale yolladı. New York Times'taki makaleyi kaleme alan gazeteci öncesinde Prof. Dr. Murat Erdoğan'ı arayıp, ilk göç sürecinin başladığı dönemde kendisini Lübnan'daki bir konferanstaki konuşmasını dinlediğini belirtmiş. "Kusura bakmayın ama, Suriye'den gelenler ne Türkiye, ne de Lübnan'dan ne de gittikleri bir başka ülkeden geri dönmeyecekler, bunu da bugünden bilerek planlarınızı yapın ve buna göre hareket edin" yönündeki sözlerini anımsatmış. O gün bunları söyleyen Prof. Dr. Erdoğan, bugün de aynı görüşteydi Veriler ve Suriyelilerin davranışları ortada; bunlar varken geri dönmesi nasıl sağlanabilir Prof. Dr. Erdoğan dünkü sohbetimizde sıraladı, bu görüşleri konu üzerinde çalışanların ağırlıklı bölümü de defalarca söylüyor. Dolayısıyla işin gerçeğini de görerek hareket etmek gerekiyor; yoksa kuru kuruya "gitsinler" denilerek mesele çözülmüyor. Gitsinler de hangi yolla gidecekler onun da ortaya konulması gerekiyor. Örneğin, iktidar ve muhalefetin en tepesinde bulunanların söylemlerinden başlayalım GÖNÜLLÜ MÜ Hepsi de cümleye, "Gönüllü geri dönüş" diye başlıyor. Muhalefet bir adım daha ileri götürüyor, "Esad ile anlaşarak" cümlesiyle birlikte söylüyor. İktidar ise yapılan briket evlerde yaşamak için bir yıl içinde bir milyon Suriyelinin geri döneceğine vurgu yapıyor. Peki, Suriyelilerin ülkesindeki derdi sadece başlarını sokacakları ev bulamamak mı Ayrıca bir briket ev edinmek için gönüllü gider mi Hele ki geçici koruma ve hatta bazılarına da vatandaşlık hakkını kazandırarak, "siz de vatandaş olabilirsiniz" mesajı verilmişken Ayrıca, iş ve geçim ile ilgili bir yığın sorunun da beklediği ülkesine gönüllü gitmesi için teşvik edecek briket evden ötesi ne olabilir Diyelim ki gönüllü oldular, bir yılda bir milyon kişiden söz ediliyor; bu bir günde 2 bin 739 kişinin gideceğini varsaymak demek. Mümkün mü ESAD İLE NASIL ANLAŞILACAK Muhalefetin iddiası da ülkesinde geçen hafta af ilan eden ve gidenlerin geri dönmesi çağrısında bulunan Esad'a güvene dayalı. Diyelim ki bu konuda Şam ile bir anlaşmaya varıldı; hem Esad ile uzlaşıp, hem de Suriye topraklarında Türkiye güvenlik güçlerinin kalması olası mı Var sayalım ki güvenlik güçleri çıktı; sadece İdlib'de yaşayan nüfus 3 milyon; Afrin, Azez de dahil edildiğinde bunların arasında bulunan on binlerce eli silahlı kişiyi ne yapacağız Esad ile yaşarlar mı BM kontrolünde bile olsa, Bosna Hersek örneği ortada iken Esad'ın kendilerini yaşatacağını varsayarlar mı AVUKATLAR