Başkanlık mı, vekillik mi

SEÇİMLER zamanında ve yeni kanun değişikliği kapsamında yapılacaksa az oya sahip partiler açısından hangisi daha önemlidir Cumhurbaşkanlığı seçimi mi, yoksa milletvekili seçimi mi Bu soruyu yöneltmeme neden de son dönem 6'lı masadan gelen açıklamalar Özellikle de dün Gaziantep'te etkin bir miting düzenleyen DEVA Genel Başkanı Babacan'ın açıklamaları Muhalefetteki partiler nasıl bir liste birliği içinde olacaklarını konuşurken, seçime parti kimliği ile gireceklerini, dolayısıyla bir başka partinin listesinden aday gösterme gibi bir kararlarının olmadığını açıkladı. Ardından da 6'lı masanın bir Cumhurbaşkanı adayı üzerinde uzlaşmaması halinde kendisinin aday olacağını bugünden duyurdu. Buradan yola çıkarak şunu söyleyebiliriz; demek ki Babacan tekrar milletvekili olmayı önceleyen bir gelecek planı yapmıyor, Cumhurbaşkanlığı öncelikli hedefi haline gelmiş durumda. Sanılmasın ki orada da kendisinin adaylığı var; tam tersine bir ortak aday olması konusundaki kararlılığını net koyuyor, olmazsa aday olacağını belirtiyor. Ancak milletvekili seçimine odaklanmıyor, hatta önemsemiyor tutum sergiliyor. HEDEF HAZİNE YARDIMI Bu kanaate varmamın nedeni uzun süredir devam eden kamuoyu yoklamalarında çok yüksek bir zıplama göstermemesine karşın kendi kimliği ile seçime girme kararı. Seçmen bloklaşmasının uzun süredir çok az oynamalar gösterdiği bir zeminde DEVA Partisi'nin kendi kimliği ile seçime girmesi halinde elde edeceği kazanç 3 barajını aşarak Hazine yardımından faydalanmak... Zaten TBMM'de grup kurmak için gerekli 20 milletvekili çıkaracak oy oranına sahip olmayan bir parti için, TBMM'de 3-5 milletvekilinin bulunması bir şey ifade etmiyor. Bütün bunlar ortadayken, partinin bireysel oy oranını artıracak, kendi popülaritesini çok daha dinamik hale getirecek politikalara yöneliyor Yeni kurulan bir parti olarak sosyolojik tabanını oluştururken, onları kendi bünyesinde konsolide etmek istiyor. Bir başka partinin listesinden seçime gireceğini bugünden açıklamanın sosyolojik tabanını konsolide etmeyi olumsuz etkilemenin yanında, özellikle AK Parti tabanından beklenen gelişe de fayda sağlamayacağını değerlendiriyor. Gaziantep'te düzenlediği ilk miting meydanında dün verdiği mesajlar da bunu yansıtıyor. Belki bundan olsa gerek 6'lı masanın tamamında da bu tutumu saygıyla karşılanıyor. DİĞER ÜÇ PARTİNİN UĞRAŞI Oy oranı düşük diğer 3 partinin durumu ise biraz daha farklı. Özellikle sandık süreçlerinin tüm zorluluklarını yıllarca çekmiş Saadet Partisi meseleye daha farklı bakıyor; bir ittifak içinde girilmesi halinde sonuç alınabileceğine ilişkin uğraşını devam ettiriyor. Nitekim son iki hafta süresince SP lideri Karamollaoğlu'nun uğraşı da bu yöndeydi. Ancak orada da önlerinde engeller yok değil Eğer bir parti kendi kimliği ile seçime girecekse Milletvekili Seçim Kanunu gereği en az 41 ilde aday göstermekle yükümlü. KAZANANI YILLARDIR HEP AYNI OLAN İLLER Sorun da bu aşamada başlıyor. Partiler hem, üçlü ittifak da denilen liste ittifakı yapıp, hem de kendi kimliği ile 41 yerde seçime girecekse öncelikle hangi illerde kendi kimliği ile gireceğine karar vermesi gerekiyor. Milletvekili sayısı az olan illerde kendi başına girmesi durumunda o ilden sandalye kazanması zorlaşıyor. Çünkü milletvekili sayısı 3 olan illerde doğal bölge barajı kendiliğinden 30, 4 olan illerde ise 25 gibi bir oranda gerçekleşiyor. Milletvekili sayısı 3 ve daha az olan 33, 4 ve altında olan il sayısı ise 42 İllerin ağırlıklı bölümünde seçmen davranışı çok uzun yıllardır değişmiyor. Örneğin Tunceli 2 milletvekiline sahip ve on yıllardır bir CHP, bir de HDP çıkarıyor. Yine 2 milletvekiline sahip Artvin'de de uzun yıllardır bir CHP, bir de AK