Barışa Türkiye kurgusu

SAVAŞIN başlamasından bu yana, ikili görüşmeler bir yana bırakılırsa elle tutulur en önemli gelişme Perşembe günü gerçekleşecek Antalya Zirvesi'dir. Aslında Rusya ve Ukrayna Dışişleri bakanları, savaş başlamadan önce de Cuma günü başlayacak olan Antalya Diplomasi Forumu'na (ADF) davetliydiler. Şu ana kadar 80'i aşkın Dışişleri Bakanı'nın geleceğini bildirdiği ADF'nin Münih Güvenlik Konferansı'ndan farkı, diplomasinin diyalog platformu olması DİPLOMASİYİ YENİDEN KURGULAMAK Barış için arabulucu misyonunu üstlenmesi Zaten ADF'nin bu yılki başlığı da "Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak" olarak belirlendi. ADF'nin programında hedefler açıklanırken, "Gerilimleri çözmek, değişimi yönetmek, uyumu kolaylaştırmak ve işbirliğini teşvik etmek için insanlık, güçlü bir diplomasiye ihtiyaç duymaktadır" deniliyor. Bunun için "diplomasinin yeni bir kurgulamaya ihtiyaç olduğunun" altı çiziliyor. ADF'nin ortaya koyduğu hedef Rusya-Ukrayna krizinin çözümüne de önemli katkı sunacak. Umarım bir barış ile de taçlanır Sorunun bu noktaya gelmesinden sonra zor olduğu düşünülebilir. Ancak Rusya üzerine çalışmaları bulunan akademisyenler dahil, Moskova'da görev yapmış büyükelçiler ve diplomatların genel kanısı çatışmaların 10 gün daha devam edip sonlanacağı noktasında. TÜRKİYE'NİN POZİSYONU Milyonu aşan insanın evinden ve yurdundan kaçmasına yol açan savaş karşısında Türkiye başından bu yana önemli bir tutum sergiledi. Möntrö Anlaşması'nı devreye koyması bir yana, iki taraf ile de doğrudan görüşebilen ender ülkeler arasında yer aldı. Her ikisi de Türkiye'nin tutumuna övgüde bulundu, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy Türkiye'ye teşekkürünü açıktan dile getirirken, Rusya Devlet Başkanı Putin de Türkiye'den alınacak tüm ürünlerde kotaları kaldırdı. Bütün bunlara da Türkiye'nin uyguladığı ve iyi yönettiği Ukrayna politikası yol açtı. Başta da belirttiğim gibi, iki tarafın heyetleri arasındaki görüşmeler bir yana bırakılırsa, ilk kez tarafları bir araya getiren önemli bir adım atılacak. Türkiye, iki tarafın çatışmasını durdurmak, barışı tesis etmek için Rusya ve Ukrayna ile masada arabulucu olarak oturacak. Bir anlamda aynı tarihlerde ADF kapsamında yapılacak olan İstanbul Arabuluculuk Konferansı'nın misyonunu söylemden öteye geçip, pratikte de yerine getirmiş olacak PUTİN GÖRÜŞMESİNDE BAĞLANDI Dolayısıyla Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nün davetiyle Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba'nın Perşembe günü Antalya'da buluşmayı kabul etmesi, önemli bir adım. ERDOĞAN PUTİN GÖRÜŞMESİNDE Aktarıldığına göre Lavrov ile Kuleba'nın üçlü buluşması için epey uğraş verilmiş. Kuleba aynı masada oturmayı kabul etmiş, ancak Lavrov hemen olumlu yanıt vermemişti. Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile görüşmesinde konuyu açmış ve Lavrov'ın gelmesi konusunda söz almış. Sabah saatlerinde de Dışişleri bakanları arasındaki görüşme trafiği ile gelişi kesinleştirilmiş. DİPLOMASİ OYUNU Cumhurbaşkanlığı Dış Politika Kurulu Üyesi ve Altınbaş Üniversitesi Rektörü Çağrı Erhan, ADF'nin açılışından bir gün önce üçlü zirvenin Türkiye'de gerçekleşecek olmasının önemine dikkat çekti. "Bu yıl ADF'nin başlığına da uygun bir adım atıldı. Diplomasi sadece devletlerarası ilişki olmaktan çıktı, 21. Yüzyılda bunu ilk fark eden ve uygulayan Türk Dışişleri oldu" dedi. Buradan bir sonuç çıkması beklenebilir mi Konuyla ilgili taraflar da ateşkes veya barış kararının çıkmasını beklemiyor; ancak 10 gün sonra bir ateşkes sağlandığında en önemli zeminin Antalya olduğunu herkesin kayda geçireceğinin altını çiziyor. Haksız da değiller, sonuçta diplomasi bir gösteri sanatıdır; iyi oynayan kazanır Slovakya'nın karşılığında ABD'den daha yeni ve iyilerini almak için elindeki sıkıntılı savaş uçaklarını Ukrayna'ya karayolundan göndermeyi, Almanya'nın da kullanım dışı kalmış tanklarını ne şekilde ulaştıracağını araştırmaya devam ettiği sırada, Türkiye barış için adım attı. Bölgesindeki barışın mihenk taşı olmak gibi önemli rol üstlendi. MİÇOTAKİS'İN GELİŞİ Bunun getirisinin olmaması mümkün değil Çünkü İstanbul'da Pazar günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeye gelme kararı alan Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçatokis'in en büyük sorunu ise Ege'den çok Güney Kıbrıs Rusya'ya uygulanan yaptırımlar ister istemez para aklama makinası olarak anılan Günel Kıbrıs'ı da olumsuz etkileyecek; ekonomik olarak yükü Atina üzerine kaydıracak. Turizm konusu da cabası Eski Başbakan Papandreu, "Türkiye ile dostluğunun da siyasette kazandırdığına tanıklık ettim" sözleri anlaşılıyor ki Miçotakis için de yol haritası olmuş ERMENİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI DA GELİYOR Ermenistan da uzun yıllar sonra Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi için adım atma çabasına girdi; Ermenistan Dışişleri Bakanı'nın Antalya Diplomasi Forumu'na katılacağını dün sözcüsü duyurdu. Uzun bir süre sonra Çarşamba günü İsrail Cumhurbaşkanı'nın Ankara ziyaretinin de Ukrayna krizine önemli bir katkı sunacağı açık. Ateşkesin sağlanmasının Ukrayna meselesinin kıs sürede kapanacağını sananlar da yanılır; bugüne kadar en az 20 yıl sürecek sürecin kapısı aralandı. Şiddetin bundan sonraki her bir adımı da üzerine yeni yıllar ekler Ancak Türkiye bu süreçte barışı inşa etmeye uğraşan olarak ulusların hafızasında önemli yer edinir Kemal Derviş formülü YAZARLAR 08.03.2022 - 08:29 Güncelleme: 08.03.2022 - 08:29 ESKİ Ekonomi Bakanı ve BM Kalkınma Programı Başkanı Kemal Derviş, Ukrayna krizinin önemli bir meselenin çözümünü de beraberinde getireceğine dikkat çekmiş. Sözünü ettiği BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üye ile karar alması ve birinin veto etmesi halinde kararın çıkmaması. Project Syndicate'teki yazısını sevgili arkadaşım Kübra Par dün köşesinde paylaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Dünya 5'ten büyüktür" diye tepki gösterdiği BM Güvenlik Konseyi'nin veto engelini ortadan kaldırmak için Derviş şu öneride bulunmuş: "BM'nin 27. maddesine bir ek fıkra ekleyerek, 5 devletin veto hakkını, üye ülkelerin 3'te 2'sinin yahut dünya nüfusunun 3'te 2'sinin karşı çıkması durumunda geçersiz kılalım..." BM 75. Dönem Genel Kurul Başkanı emekli Büyükelçi Volkan Bozkır'a dün bunun olabilirliğini sordum. GERÇEKLEŞMESİ İMKANSIZ Kübra Par'ın yazısını okuduğunu belirterek söze girdi, önerinin olumlu bir çözüm