Anıların mihenk taşları da yıkılınca

SEÇİM çalışmasının hiç olmadığı bir bölge var mı derseniz yanıtım hazır Antakya Türkiye'nin hemen her yerinde seçim otobüslerinden avazı çıktığı kadar şarkılar çalınıp, meydanlar, direkler parti bayrakları ile donatılırken, Antakya'da bunların ötesinde bir hüzün ve sessizlik hakim... Bir zamanlar yürümekte zorlandığım kent meydanı, önünde uzun kuyruğu eksik olmayan tatlıcısı, kapalı çarşının her bir dükkanından mis gibi gelen sevgi kokularından eser kalmamış... İçimdeki hüzünle yoldaş olup sessizliği rahatsız etmemeye özen gösterip anılarımda dolaşırken, çevreden de tek duyduğum çok daha derin sessizlikti Bir zamanlar selam vermeden geçmediğim, akşam saatlerinde sokak çalgıcılarının muhteşem düetlerine tanıklık ettiğim, çay veya kahve içmeden bırakmadıkları o çarşıdan eser yoktu Her gelişimde gideceğim mekanları bulmama kerterizlik eden bütün köşe taşlarım da yerle yeksan olmuştu DERDİNLE DERTLENİR Antakya'da bir dostum da dün sohbet ederken benzer şeyleri söyledi. Her akşam mesaisini tamamlayıp evine doğru yürürken, sokakta selamlaşmadan geçmediği kişi olmazmış Hata genelde onlar selam vermekte acele edermiş Haklı; çünkü bu kentin kültüründe vardır... Birine selam vermeden geçerseniz telaşa kapılır Nedenini kendinde aramaz, sizin bir derdinizden dolayı dalgın olduğunuza kanaat getirir... Derdinizle dertlenir, onu kendine dert edip hüzünlenir Hatta yetinmez, gelip derdinize çare olup olmayacağını sorgular Anlam veremezsiniz O muhteşem şivesiyle, "Ehhh selam vermedin, geçtin gittin o akşam" diye gerekçesine eklediği gülen yüzüyle dile getirir Bunları sohbet ederken baktım gözlerindeki hüzün gittikçe ıslandı. Anlattığına göre her akşam bu ritüeli eksiksiz yaşadığı dostlarının ağırlıklı bölümünü deprem alıp götürmüş. Sadece onları mı, yaşam sürdüğü mahalleyi, sokağını da YÖN TAŞLARI DA YIKILMIŞ Eliyle işaret ettiği uzakta görünen o sokakta bir gün önce dolaşmış, akşam hüznünün yarattığı derin sessizlik içinde ürpermiştim Ben da yaşadığım duyguları aktarıp, bulamadığım mekanların isimlerini sıraladıkça baktım hüznü