"Nasıl Sabri kardeş, oldu mu"

Bediüzzaman Hazretlerinin Afyon hapishanesinde tutukluyken soruşturma kapsamında iki polis Sabri Halıcı'nın evinde arama yaptıktan sonra ifadesini almak üzere onu karakola götürür.Karakolda Sabri'nin ifadesini alan baş komiser aynı zamanda Sabri'nin komşusu ve onu yakından tanıyan biridir. Baş komiser Sabri'yi sevdiğini ona durumun çok ciddi olduğunu ve dikkat etmesi gerektiğini anlatır. Baş komiser: "Sabri kardeş Bediüzzaman'la elli dokuz arkadaşı Afyon Cezaevine getirilmiş. Mahkemeleri olacak. Seni de nurcu diyerek gıyabında idam cezası ile yargılamak üzere çağırmışlar. Sabri kardeş sen nurcu değilsin değil mi" diye ona üç defa aynı soruyu sorar. Sabri, hapishaneye girip Bediüzzaman'a yakın olmak için eline geçen bu fırsatı değerlendirerek komşusu baş komisere: "Evet ben nurcuyum" der. Baş komiser, Sabri'nin bu sözünden sonra ona öfkelenir. Üzgün bir şekilde komşusu Sabri hakkında tutanak tutmadan bir daha onu ikna etmeyi dener. Tüm uğraşlarına rağmen Sabri'nin kararlı olduğunu anlayınca tutuklanması için tutanağı tutar ve ardından asker gözetiminde trenle Afyon ceza evine gönderir. Sabri Afyon cezaevine geldiğinin hemen ertesi günü atmış üç mazlumla birlikte mahkemeye çıkarılır. Sabri'nin de içinde bulunduğu dört kişi idamla yargılanır. Mahkeme başlar. Hakim Bediüzzaman'a değişik sorular sorar. Sabri de hemen Bediüzzaman'ın arkasındaki sırada oturur. Hâkim, mahkeme safhası ilerledikçe Bediüzzaman'a ağır hakarete varan konuşma yapmaya başlar. Sabri ise hâkimin ağır sözlerine dayanamayacak duruma gelir. Kendi kendine Bediüzzaman Hazretleri buna cevap vermeyecek mi diye içinden geçirir. Bediüzzaman Hazretleri bir anda celallenir ve birden ayağa fırlayarak müdafaa yapmaya başlar. Artık hâkim susmuş Bediüzzaman konuşuyordu. Bediüzzaman hakime ard arda sorular sormaya başlar: "Bunları