Kur'ân'ı Kerim'in mu'cizeliğini izah eden Yirmi Beşinci Söz'ün lâfzının hayranlık uyandıracak derecede sözün; doğru, düzgün, açık ve güzel söylenmesi olan fesahatindeki harikaları anlatılırken misal olarak Tur Suresi'nin 29-43 arası ayetleri üzerinden değerlendirme yapılır ve "Yoksa kız çocukları Onun, erkek çocukları da sizin mi", diye geçen 39. A
Geçen haftaki yazımızda işlenen bu bölümün yarısını neşretmiştik. Bu hafta, risale metni ve devamındaki kısa metni tekraren buraya alıyoruz:"Kısmet ve kadere itiraz hükmünde olan şekvalar ve "Böyle olmasaydı şöyle olmazdı." diye birbirinizden gücenmeyiniz. Ben anladım ki, bunların hücumundan kurtulmak çaremiz yoktu, ne yapsaydık onlar hücumu yapaca
6. Zıddı ve mefhum-u muhalifi noktasından olmasaydı ifadesinin mütalâasıRisale-i Nur'da, "olmasaydı" kelimesinin kullanımını mefhum-u muhalifi noktasından da değerlendirmek icab eder. Anlatımda, zaman zaman müracaat edilen ve bir durumun zıddı olan bir başka durumdan hüküm çıkarma manasını taşıyan bir yorum metodu olan mefhum-u muhalif, anlatıma ay
5. Kıyas ve muhakeme noktasından olmasaydı ifadesinin mütalâasıAşağıdaki metinde "olsaydı, olmasaydı" gibi olumlu ve olumsuz yöndeki kullanımla bir kıyas yapılarak, insanın yaratılış maksadına yönelik muhakeme eğitiminin yapılmasına dikkat çekilir. Mütalâası yapılacak metin şudur: Demek vücud-u üstad, vücud-u kasrın dâîsi; istima-ı nâs, kasrın beka
Biz bu yazımızda doğrudan retro açısından iradeyi bekleyen kaderî sorumluluk konusunu çalışacağız.Geriye doğru (retro) olanlardan etkilenerek geleceğe yön vermede davranış biçimi, anlayış tarzı diyebileceğimiz retro, 2. Dünya Savaşı'yla Fransa'da kültürel geçerlilik kazanır.1 Astroloji, gök cisimlerinin ve astronomik fenomenlerin, insan karakteri v
Rabb-ül Âlemin olan Allah "Hakîm"dir, her işi sayısız ve sonsuz hikmetlidir.Zahire takılan, esasa ulaşamaz. Küçük işle meşgul olan, büyükleri idrak edemez. İnsan bilmelidir ki, her küçük ve sıradan şeyin ardında, daha büyük, daha sırlı ve esasen daha hikmetli icraatlar yapılmaktadır. Âkıl odur ki, bunlara vakıf ola! Yağmurun tanesi tek başına bir ş
Eski Said Dönemi Eserleri'nden Şuâât-ı Mârifetü'n-Nebi Risalesi'ndeki haşiyede bulunan şu cümle, enfüsî dünyaya ders vermektedir: "Vakıf malı olan mesâili (meseleleri) veya bizzat kalbime mal olmayan mebahisi (bahisleri) nakletmek istemem."1Bu ifadeler, bir dava adamının prensibini ihtiva etmektedir. Çok derin olan bu mevzuya yavaş yavaş yaklaşıp n
Dünya çapında büyük bilinen hâdiselerle ziyadesiyle meşgul olan, kendi dünyasındaki esas büyük meseleye yeteri kadar vakit ayıramaz.İnsan, kendini sık sık sorgulamalı; şu an meşgul olduğum konu, geleceğime ne kadar lüzumlu Nefis, şimdiki zamanın vazifesinden uzaklaştırmak üzere ya geçmişe ya da geleceğe kaydırır. Bu iki zaman ile meşguliyet şimdiye
Merakınızı fazla zorlamadan hemen nakledelim.Bir defasında Zübeyir Gündüzalp'i, bir elinde Üstadının çorapları, diğerinde de risaleleri ile gören Bediüzzaman, ona şefkatli bir tokat vurur ve "Sizde Munazzım ismi gelişmemiş!" der.1 Meğer her ikisini de aynı hizada taşıyormuş! On Birinci Söz'den şu levhayı, temel taşı olması için buraya nakletmeliyiz
Telefon ile görüşmemizdeki talebimizle samimi alâkası, çözümü konusunda gayreti ve sonrasındaki gelişmeleri takip ederek yardımcı olması, takdirimizi hak etmiş ve nihayet vicahen görüşerek teşekkürümüzü bizzat takdim etmek istedik.Sekreteri, ismimizi sorduğunda bizi ismen hatırlayamayacağını, "Sizinle tanışmak için gelen birisi", diye takdim edebil
© 2016