Mehmet Çetin

Yeni Asya

Kaderî kalıplardan feyz alma (4)

Geçen hafta kaderî kalıplardan feyz almak konulu üçüncü yazımızda yazı serimizi bitirdiğimizi söylemiştik, ama feyz devam ettiği için tezahürü olan şu yazıyı da eklemeliyiz, o seriye.Her şey, Allah'ın ilmi dâhilindedir, denilirken; Allah, her şeyi biliyor ve bilmesi ile eşya ve hâdiseye taallûk ediyor, onunla alâkadar oluyor, demektir. Allah'ın il

Kaderî kalıplardan feyz alma (3)

Vefat eden ilkokul öğretmenlerime rahmet dileyerek başlamak istiyorum.Onlardan öğrendiğimiz kelimeleri bir de cümle içerisinde kullanalım diye o kelimeyi kullanma eğitimi yaptırırlardı, hafızada yer eden o kelimeyi günlük hayatta kullanmaya gayret ederdik. Aynen onun gibi, bu üç yazıdır mütalâa etmeye çalıştığımız kaderî kalıplardan feyz alma eğiti

Kaderî kalıplardan feyz alma (2)

Kaderî kalıplardan feyz almanın dört yolunu anlamaya çalışıyoruz, birincisini geçen yazımızda ifade etmiştik.Feyz almanın ikinci şartı, ihtiyaç derecesidir. Kaderden takdir edilen feyze nail olmayı kişi ihtiyaç olarak hissetmeli, sadece hissetmeyle de kalmayıp bu arzu, tercih ve duasını ısrarla sürdürürken ona uygun hazırlıklarda bulunmalıdır. Bili

Kaderî kalıplardan feyz alma (1)

Bu başlığı atmamıza Zerre Risalesi'nin dördüncü i'lemindeki şu paragraf vesile oldu, şöyle ki:"Kader, her şeye bir miktar ve o miktara göre bir kalıp vermiştir. Feyyaz-ı Mutlak'tan aldığı feyze olan kabiliyeti, o kalıba göredir. Malûmdur ki, dâhilden harice süzülen cüz-ü ihtiyârî mizanıyla, ihtiyaç derecesiyle, kabiliyetin müsaadesiyle, hâkimiyet-i

Manasını aşan makam

Öylesine hâller olur ki, nakli, manasını aşar. Taşınmasına tahammül edilemeyen sırrın ifşası ile setler patlar ve "Enel-Hak" zahir olur.Parça, bütüne ait ve bütünden alâmet vardır. İnsan, kâinatın içinde olurken, kâinat da insanın içinde temsil edilir. Elini ateşe sokan yandım, ateş oldum, der ama o, ateş değildir. Mevlâna Celaleddin-i Rumî buyur

Anahtarı bana vermiyorlar!

Onu, 2021 yılı İzmir depremi öncesinde uzaktan, yolda yürürken görmüştüm ki seslenip de ayaküstü sohbete fırsat olmamıştı.2016 öncesi Çiğli'deki evimizde yaptığımız mütalâalı dersimize bir dönem iştirak etti, izahlarıyla gönlümüzü kazanmıştı. Zaten o, takdir edilen, sevilen, sayılan hatırşinas bir ağabeyimizdi. Müsaadenizle ismini veremeyeceğim, a

Elmas kılıç

Risale-i Nur Külliyatı'nda yaklaşık iki yüz yerde geçen "Elmas Kılıç" ifadesi, bu makalemizin konusudur.1Bilindiği üzere kılıç, çelikten yapılır, elmastan değil. Kimyevî özellikleri itibarıyla da tamamen farklılık arz eden çelikten mamul kılıç ile kıymetli maden olan elmas, Bediüzzaman'ın lügatinde birleşir ve zahirî manasının dışında bir anlam yük

Aklı dinlemeyen hissiyatlar ve şer'î sorumluluK

Doğrudan iradeyi ilgilendiren akıl, ruh, vicdan, kalb, nefs ve duygu gibi merkezlerden gelen tesir ile cüz-i ihtiyârîden zuhur eden fiilin tahlilinde yapılan bir çalışmayı buraya alıyoruz:1Aklın ve mantığın kurallarıyla ruhun ve ona bağlı bazı hissiyatların değer yargıları her zaman aynı paralelde hareket edip örtüşmediğini ifade eden İmam-ı Taftaz

Besa Arnavut yemini

Bediüzzaman Said Nursi'nin Barla hayatında Şamlı Hafız Tevfik Göksu'nun hatıralarında geçen vakıa ibretlidir.İlk ziyaretlerinde Bediüzzaman'ı konuşturmak için "Mi'rac, ruhen mi bedenen mi" sualini sorarlar. Bediüzzaman, "Hafız, yazın var mı" diye sorar ve evet cevabını alınca eline verilen deftere Mi'rac bahsinin ilk telifi yapılır. Yazısının güzel

Yapay zekâ, kaderin bir başka temsilcisi mi

Bediüzzaman Hazretleri: "Elbette nev-i beşer, âhir vakitte ulûm ve fünuna dökülecektir. Bütün kuvvetini ilimden alacaktır. Hüküm ve kuvvet ise, ilmin eline geçecektir."1 diyor. Bu da bize gösteriyor ki yapay zekâya varıncaya ve daha da ilerisi hep ilmin eseri olacaktır.Akılsız şuursuz maddenin çok akıllı ve şuurlu iş yapması o maddenin eseri değil,