Kaderî kalıplardan feyz alma (3)
Vefat eden ilkokul öğretmenlerime rahmet dileyerek başlamak istiyorum.
Onlardan öğrendiğimiz kelimeleri bir de cümle içerisinde kullanalım diye o kelimeyi kullanma eğitimi yaptırırlardı, hafızada yer eden o kelimeyi günlük hayatta kullanmaya gayret ederdik.
Aynen onun gibi, bu üç yazıdır mütalâa etmeye çalıştığımız kaderî kalıplardan feyz alma eğitimini günlük hayatımda da yapmalıyım ki mana makamını bulsun, o hâlde buyrun.
Bahçedeyim, tanzim için kafamda projelendirdiğim günleri hatırlıyorum. Bahçeyi o mezbele hâliyle ilk gördüğümde kafamda proje lambaları patlamaya başladı ve nihayet son hâline geldi. İnanın, bu vaziyeti bile bana ayrı bir zevk, ayrı bir haz ayrı bir ciddi gayret veriyordu.
Bahçenin, ana her bir unsurunu yerli yerine yerleştirdikten sonra onların nihaî hâline gelmesi için detaylandırmalarım başladı. Bunlar, âdeta her bir iş için hayalî, zihnî birer kalıp idi. Kader, bilmek demek olduğundan, o detayların gelecekteki hâlini bilircesine onlar için birer kaderî kalıp geliştiriyorum, zihnimdeki projede. Depo ve içerinin tanzimi şöyle idi: Üzerindeki güneş panellerin enerji dönüşümünü yapacak cihazlar alt tarafta daha muhafazalı ama serin yer olmalı. Çapa makinesine, öğütme makinesine ve tırpana özel yer ayırmam, onların bana faydalı olacağı konumuna göre pratik bir yerde olmalılar. Bunların proje kalıplarını da o genel projeme yerleştirmiştim.
İşte bu işleri yapabilmem için evvelâ irade etmeliydim. Arzudan fiile geçme öncesi kararım belirlenmeliydi yani iradem netleşmeliydi. Farklı proje örneklerinden en uygun olanını tercih ederek ilk fiilime kapıyı araladım. Lakin bunların her biri, dâhilden harice, içimden dışıma süzülen duygu seliydi. O sel, farklı kanallardan geçerek, irademle netleşip, cüz-i ihtiyârımla tercihimi yaparak bismillah dedim.
Bu aşamalarda beni tahrik eden evvelâ hâsıl olacak olana ihtiyacımdır. Bahçenin düzenine varıncaya kadar her şey, bu bahçeden beklediğimi karşılamalıydı. Bunun için ihtiyaç hissettiklerimi derecelendirdim. En mühimlerini ilk sıralara aldım. Bu icraatlarda; kabiliyetim, el işine yatkınlığım, ustaları organize etmem, bunları karşılayacak maddî imkânın olması elbette her birisi çok önemliydi, buna diyecek yok.