"Ümitsiz olma, tevbe kapısı açık!" dedi...

"Ne beyân-ı hâle cür'et, ne figâna tâkatim var, Ne recâ-yı vasla gayret, ne firâka kudretim var." Enderunlu Vasıf İlahi! Beni yoktan var edip dünyaya gönderen, kalbime binbir türlü duyguları yerleştiren ve beni benden daha iyi bilen Sen iken; halimi sana nasıl arz edeyim Acizliğimi, fakirliğimi, günahkârlığımı Senden daha iyi kim bilebilir Nefsim günaha meyilli olarak yaratılmış, iradem çok zayıf. Günah işlemekten, oyundan eğlenceden ve dünyalıklarla oyalanmaktan zevk alan bir karaktere sahip. Yardımına ihtiyacım var. "Lâ Havle ve Lâ Kuvvete İllâ Billâhil Aliyyil Azîm." (O'na itâate kuvvet ve iktidar da, günah işlemekten dönüş de ancak O'nun yardımıyla olur.) 'O YÜKÜNÜZÜ HAFİFLETMEK İSTER!' Ey Rabbim; 'Senden şekva değil, halimi sana şekva ediyorum'. Bana bu hayatı bahşederek ve bu özelliklerimle donatarak imtihana tabi kıldın. Merhamet ve affını da yardıma gönderdin. "Allah sizin yükünüzü hafifletmek ister, çünkü insan (sabır ve metanet bakımından) zayıf yaratılmıştır." (Nisa 428) Vahiy ile çizilmiş olan kulluk çemberinin dışına taşarak vaad ettiğin sonsuz nimetleri tehlikeye attım. Nefsime zulmettim, cezayı da hak ettim. Müjden yetişti imdadıma. "Ey nefislerine uyup da; sınırlarımı aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Allah bütün günahlarınızı bağışlar, şüphe yok ki O, çok bağışlayan ve çok acıyandır." (Zumer 53) TEVBE KAPISI HEP AÇIK! Yüküm hafifledi, ferahladım. İstiğfar ve şükre, şevk geldi. Yaramazlık yapıp, zaman zaman tevbemi bozacağımı bildiğin için o kapıyı hep açık bıraktın. "Tevbe kapısı, sonuna kadar yani ölüm sana yaklaşıncaya kadar, işlediğin günahın ne kadar büyük olursa olsun, yaptığın cürüm ne kadar ağır bir cürüm