Müspet hareket bir fetihtir

"Hiçbir günahkâr (suçlu) başkasının günahını (suçunu) yüklenmez." (En'âm;164) "Bir cani yüzünden: onun kardeşi, hanedanı, çoluk-çocuğu mes'ul olamaz." "Kem âlât ile kemâlât olmaz." Kötü ve yanlış vasıtalarla maksada, olgunluğa erişilemez. Müspet iman hizmeti, güneşin faaliyeti gibidir. O incitmez, ancak ziyasıyla okşar. Nurla karanlıkları izale eder. Buzları eritir, zemin yüzünü çiçeklerle güldürür. Kırmadan, dökmeden, incitmeden, dağıtmadan, menfaat beklemeden... Sevgi, barış ve kardeşlik içinde asayiş ve güveni temin eder. Müspet hareket Saadet Asrından asrımıza yansıyan bir hizmet modelidir. 628 yılında Müslümanlar ile Mekke'li müşrikler arasında yapılan Hudeybiye barış antlaşması bir fetih olarak niteleniyor. "Doğrusu biz sana apaçık bir fetih ihsân ettik." (Fetih;1) Antlaşma başlangıçta Müslümanların aleyhine gibi görünse de; daha sonra Müslümanların lehine olarak sonuçlanmıştır. İslâm barış, huzur ve kardeşlik için gelmiştir. Kimseyi savaş zoruyla inançlarından koparmak için gelmemiştir. Burada fetihten kasıt, savaşla ele geçirmek değil, gönüller fethedilerek, fitneden temizlenerek İslam'la yaşanılır hale getirmektir. Nitekim Mekke'nin fethi, savaş olmadan gerçekleşmiştir. Bu Nebevî metodu günümüzde Bediüzzaman'da görüyoruz. O, bir yandan şüpheleri giderici ve mü'minlerin imanlarını taklitten tahkik seviyesine çıkarıcı kıymetli dersler verirken; diğer yandan bu engebeli, dikenli, mayınlı ve uçurumlarla dolu yolda Müslümanların nasıl yürümeleri gerektiğini ders veren lahika mektupları kaleme almıştır. "Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfî hareket değildir. Rıza-yı İlâhîye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır: Vazife-i İlâhiyeye karışmamaktır. Bizler asayişi muhafazayı netice veren, müsbet iman hizmeti içinde herbir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz." (Emirdağ Lahikası) "Rıza-yı İlâhiye göre, sırf hizmet-i imaniyeyi yapmak" bir insana yapılabilecek en büyük yardımdır. Ebedi saadetini temin eder. Tıpkı bir doktorun hastaya şefkatle muamelesi