Bana helâl, sana cezâ

İnsanların her bakımdan "mutlak eşitlik" içinde olduğu, öyle olmaya mecbur kaldığı çok nadir haller vardır. O nadir hallerden biri ölüme karşı, biri de hukuk önündeki vaziyettir."Muhakkak ki, her canlı ölümü tadacaktır" ifadesi ile "Hukuk önünde herkes eşittir" ibaresi, sözünü ettiğimiz mutlak eşitliğin en açık, en çarpıcı birer örneğini teşkil ediyor. Fikir konuştuğunda, hemen hiç kimsenin bu gerçeklere bir itirazı olmuyor. Ama, iş fiilî konuşmaya, icraate gelince, özellikle hukuk ve adâlet noktasında ortaya bambaşka durumlar, ayrıcalıklar çıkmaya başlıyor. Zira, bakıyor ve gözlerinizle görüyorsunuz ki, aynı dâvâdan dolayı bazıları ceza alırken, bazılarına hiç, ama hiç dokunulmuyor. Evet, orta yerde maalesef apaçık bir tezat görünüyor. Öyle ki, aynı şey hakkında "Bana helâl, sana ceza" denilecek kadar bir tezat hali söz konusu. Allah aşkına söyleyin, bu revâ mı şimdi Herhangi bir şey, neden birine helâl, bir başkasına cezâ tarzında olsun ki Böyle bir ayrıcalık, böyle bir imtiyaz olabilir mi Hak, hukuk, adâletin yanı sıra, insanın vicdanı da kabul etmez böylesi bir ayrıcalığı. Bunların hiçbiri ayrıcalığı kabul etmemesine rağmen, ülkemizde maalesef yine de istenmeyen gelişmeler yaşanıyor. Meselâ, 15 Temmuz (2016) Hadisesinden sonraki süreçte söz konusu çarpıklığın bariz örneklerine şahit olduk. Aynı meseleye dair binlerce vatandaşa yönelik olarak uygulanan cezai muamele, bazıları için dâvâ konusu dahi yapılmadı. Hayrette kalarak "Yahu, nasıl olur öyle şey Olmaz, olamaz" diye kendimizi paralasak dahi, hiçbir etkisi olmuyor. Zira, o hadisenin ağır cezalıları ile hiç cezasızları bugün de aynı durumda ve aynı konumdalar. Siyasî baskı ve tahakküm sebebiyle, bunu değiştirmeye ve işi normal hukuk-adâlet dengesine döndürmeye herhangi bir fırsat-imkân henüz görünmüyor. Özetle, bu dâvâda kimine helâl, kimine cezâ hukuksuzluğu aynen devam ediyor. 15 Temmuz Hadisesinden sonraki en büyük ve en sarsıcı hadise, hiç şüphesiz 6 Şubat'ta başlayıp halen de devam edegelen deprem felâketidir. Vefat eden insanlarımızın sayısı elli binin üzerinde olması kuvvetle muhtemeldir. Yüz binin hayli üzerinde yaralı var. Yıkılan