Evlât yetiştirme meselemiz (7)

S: Çocuk dünyaya geldiği andan tâ büyüyüp tahsilini tamamlayıncaya ve hatta hayata atılınca ve evleninceye kadar olan safhalarda ne yapmamız gerektiğini biliyor ve bildiklerimizi tatbik edebiliyor muyuzC: Bu noktada öncelikle uzmanların "Hangi yaşta, hangi eğitim" şeklinde özetlenebilecek söz ve yazılarına dikkat edilmeli. Onlara danışmalı ve destek almalı. Bizim burada söyleyeceklerimiz ise şundan ibaret: Ebeveyn, anlatarak ve bilhassa yaşayarak çocuklarına örnek olmaya çalışmalı. Çünkü annebabalar, çocuklarının nazarında en tesirli el kitabı gibidir. İstisnalar hariç, ekseriyetle kızlar annelerini, erkek çocuklar ise babalarını örnek alırlar. Dolayısıyla, anne-babalarının ne söylediklerinden ziyade, nasıl yaşadıkları önem kazanıyor. Yani, hâl lisanı ve yaşayış dilleri. Şu düsturu hatırdan çıkarmamalı: "Bu zamanda lisân-ı hâl, lisân-ı kalden daha tesirlidir." Dünyada ve hayatta en değerli varlığımız çocuklar ve gençlerden müteşekkil yeni nesil olduğuna göre, elbette onlar için maddî ve mânevî yönden büyük emek ve gayreti göstermemiz icap ediyor. Evet, hem aile ve toplum için, hem devlet ve millet açısından bundan daha büyük, daha mühim bir mesele olmasa gerektir. Anneler şefkat kahramanıdır. Fakat, bu şefkatini yerinde, zamanında ve doğru bir şekilde kullanmalı. Şöyle ki: "Evet, bir valide veledini tehlikeden kurtarmak için, hiçbir ücret istemeden ruhunu feda etmesi ve hakikî bir ihlâs ile vazifei fıtriyesi itibarıyla kendini evlâdına kurban etmesi gösteriyor ki, hanımlarda gayet yüksek bir kahramanlık var. Bu kahramanlığın inkişâfı ile hem hayatı dünyeviyesini, hem hayatı ebediyesini onunla kurtarabilir." Hanımlar Rehberi'nde (24. Lemâ) geçen bu ifadelerin devamında ise, şefkatini kötü yönde ve zararlı şekilde kullanan validelerin durumlarına atıfta bulunuluyor. Onu da naklederek bu safhayı geçelim. İfade şöyle: "Fakat, bazı fena cereyanlarla, o kuvvetli ve kıymettar seciye (şefkat kahramanlığı) inkişaf etmez. Veyahut sûi istimal edilir. Yüzer nümunelerinden bir küçük numunesi şudur: O şefkatli valide, çocuğunun hayatı dünyeviyede tehlikeye girmemesi, istifade ve fayda görmesi için her fedakârlığı nazara alır, onu öyle terbiye eder. 'Oğlum paşa olsun' diye bütün malını verir; hafız mektebinden alır, Avrupa'ya gönderir. Fakat, o çocuğun hayatı ebediyesi tehlikeye girdiğini düşünmüyor. Ve dünya hapsinden kurtarmaya çalışıyor; Cehennem hapsine düşmemesini nazara