İsnat ve iddialara izahlı cevaplar-5

Bediüzzaman Said Nursî hakkında yalan konuşmak ve iftira atmakta rekor kıran Kadir Mısıroğlu, vaktiyle bizim ve başka ağabeylerin yapmış olduğu ikaz ve düzeltmeleri hiç kaale almadı ve hiçbirine kulak asmadı.

Hatta, tehevvürle "Kıtıpiyoz!" diye kızıp alay etti. Dahası, kendisine yüzde yüz haklı oldukları noktada itiraz eden Nur Talebelerine yönelik olarak yine konuyu çarpıtarak "putçuluk yapıyorsunuz" ithamında bulundu. Hem de, kendisi Sultan Abdülhamid'e tapınırcasına yaptığı meddahlığı unutarak...

İddia-5:

Prof. Osman Turan Hocadan dinledim. Said-i Nursî, son seyahatini yapacağı Urfa'ya doğru yola çıkarken Ankara'ya uğramış. O tarihte Ankara'da bulunan Sultan Abdülhamid'in varislerinden helâllik almak istemiş. Abdülhamid'e olan itirazından dolayı bir nevi özür dilemiş...

Ondan sonra da Urfa'ya gidip orada vefat ediyor. Ben bunları yazdığım zaman, belki kırk kişi telefon edip "Vay, sen böyle şeyleri nasıl söylersin" diye itirazda bulundular.

(NOT: Mısıroğlu, videosunda, vaktiyle yazıp anlattığı bu tür şeylerin asılsız olduğunu kendisine hatırlatan Nur Talebelerini terslediğini de itiraf eden ifadeler kullanıyor. Telefonda terslediği kişilerden biri Hüsnü Bayramoğlu; Pendik'te ikamet eden Macit Türkmenoğlu Ağabey de, 2007'deki yazılarımızı okuduktan sonra, Mısıroğlu ile görüşerek yanlışlarını tashih etmeye çalışacağını bize söyledi.)

İzahlı cevap:

Bediüzzaman Hazretlerinin talebesi, hizmetkârı ve onu son yolculuğu Urfa'ya götüren şoförü Hüsnü Bayramoğlu, önce telefonla Mısıroğlu'nu arayıp yanlışını tashih için şunları söyledi: "Kadir Bey, Hz. Üstad'ı Urfa'ya götüren otomobilin şoförü benim. Üstadımızın ağır hasta olarak yattığı Emirdağ'dan yola çıktık ve doğruca Urfa'ya gittik. Gizlilik içinde seyahat ettiğimiz için, arabanın plakasını bile çamurla kapattık. Ne Ankara'ya uğradık, ne da başka bir yere."

Mısıroğlu, bu telefon meselesini doğrulayarak, sunturlu yalanını bir başka yalanla örtmeye çalışarak diyor ki: "Canım, Urfa'ya gittiği aynı gün olmaz da, bir gün önce olur. Olamaz mı yani.!"

Bunu üzerine, Hüsnü Bayramoğlu, bizzat giderek hakikat-i hâli Mısıroğlu'nun yüzüne karşı söylüyor. (Youtube'de bunun da videosu mevcut.)

Ne var ki, Kadir Mısıroğlu, güya "Kitabın bundan sonraki baskıları Hüsnü Abinin tashihinde geçirilsin" dediği halde, daha sonraki videolarında kendi sesinden bunu ilân etmeyip, yazdığı yanlışlarla, yaptığı hatalarla, işlediği günahlarla birlikte göçüp gitti bu dünyadan. Bakalım, öbür âlemde bu yaptıklarının hesabını nasıl verecek...