Kâzım Güleçyüz

Yeni Asya

"Allah Nurunu tamamlayacak"

Nur ismi, Kur'ân'da çok zikredilen esmâdan biri. Kur'ân, "kâfirler istemese de," Allah'ın nurunu tamamlayacağını, altını çizerek vurguluyor.Ancak, imtihan dünyası olan bu âlemde, bu nuru söndürmek için uğraşanlar da hiç eksik olmadı. Bu istikametteki gayretlerin zaman zaman "başarı"ya ulaşmış gibi göründüğü ve o nurun üzerine perde çekildiği döneml

Gündüzalp Risale-i Nur'la nasıl tanıştı

Üstad Bediüzzaman'ın "Kâinata değişmem" dediği güzide talebesi Zübeyir Gündüzalp'i Risale-i Nur'la tanıştıran zat, Lâhikalarda da adı geçen Konyalı Rıfat Filizer.Gündüzalp'le nasıl ilgilendiğini şöyle anlatıyor: "Kendisine Bediüzzaman Hazretlerini ve Risale-i Nur'u dilimin döndüğü kadar anlattım. Çok meşgul olduğunu, evlerindeki roman, hikâye ve fe

Nurlu kervan

Biz Üstad Bediüzzaman'ı dünya gözüyle göremedik. Üstad vefat ettiğinde henüz bir yaşımızı dahi doldurmamıştık.Ama şükürler olsun ki, bizimle aynı yaşlarda olan veya daha sonra gelen bahtiyar nesillerle birlikte, Risale-i Nur'u tanıyıp okuma nimetine mazhar olduk. Zaten Üstad hayatta iken de, özellikle son yıllarında giderek artan ziyaret taleplerin

Üstadın genç talebeleri

Üstadın hayatına baktığımız zaman, Birinci Dünya Savaşı öncesi ders verdiği Horhor medresesinde, vatan müdafaası için koştuğu şark cephesinde, Ankara'da yeni rejimin tesisini takiben gittiği Van'daki Zernebad suyu başında, Risale-i Nur hizmetini başlattığı Barla'dan başlayarak, sürgüne gönderildiği diğer şehir ve kasabalarda gençlerle haşır neşir o

"Karşımda müthiş bir yangın var"

Üstad Bediüzzaman ilk hayatının bir bölümünü genç talebeleriyle birlikte geçirdiği Van'a harp ve esaret sonrası tekrar dönünce karşılaştığı yıkım manzaralarının ruhunda meydana getirdiği teessürü yakıcı ifadelerle anlatırken diyor ki:"Oğlum yoktur ki, yalnız oğlumu düşüneyim. Bendeki fıtrî olan bu ziyade acımaklık ve şefkat... Binler Müslüman evlât

Risale-i Nur'da bahar

Bediüzzaman'ın saff-ı evvel talebelerinden, âlim, mütefekkir ve edip şahsiyetini yüksek bir üslûpla yazdığı veciz mektuplarından tanıma imkânı bulduğumuz Milaslı Halil İbrahim Efendi, Barla Lâhikası'ndaki bir mektubunda Risale-i Nur'u bahara benzetiyor:"Risale-i Nur eczaları cüzleri, küre-i arzın yeryüzünün mevsim-i erbaa dört mevsim kütüphanesinde

"Tekfirden çekiniyorum"

Gayrimünteşir bir Afyon mektubunda Üstad, tekfir, yani birini küfür ve inkârla suçlayıp İslamın dışına atma zihniyeti için şunları yazmış:"Gizli düşmanlarımızın telkinatıyla benim aleyhimde hatır u hayale gelmeyen propaganda yapılmış, mahkemeyi ve makam-ı iddiayı savcılığı şaşırtmışlar. Meselâ birisi şudur: "Müslüman memurları aleyhime çevirmek de

"Teyakkuz, temkin ve sükûnet elzemdir"

Bediüzzaman, Afyon hapsindeyken talebesi Ceylan'a yazdığı ve bir kısmını dün aktardığımız mektubunda, mahkemede yaptıkları savunmada "Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler..." ayetine atıf yapmalarının uygun olmadığını ifade ettikten sonra şu mesajı veriyor:"Şimdi gayet ihtiyat, dikkat ve teyakkuz ve temkin ve sükûnet elzemdir. Ve gösteriş, hodfu

O ayet mahkemede okununca...

Maide Suresi'ninmealen"Kim Allah'ın indirdikleri ile hükmetmezse..." diye başlayan 44, 45 ve 47. ayetleri, Bediüzzaman ve talebelerinin 1947-49 yıllarında tutuklu olarak yargılandıkları Afyon mahkemesinde de gündeme getirilmiş.Said Nursî'nin önde gelen talebelerinden Ahmet Feyzi Kul tarafından. Derin ilmi, ince kavrayışı ve güçlü hitabeti ile temay

Hükmetmek, tasdik etmek

Eğer Ahmet Cevdet Paşanın başlattığı ve Mecelle-i Ahkâm'ı meyve veren çalışmalar devam edebilmiş ve diğer hukuk alanlarında da meyvelerini vermiş olsaydı, Batıdan tercüme kanunlar alarak hukuku laikleştirme hareketleri yerine, toplumun inanç yapısını ve ona dayalı sosyal-toplumsal gerçeklerini dikkate alan hukuk reformları gerçekleştirilebilirdi.An