Kâzım Güleçyüz

Yeni Asya

Ramazan'da Risale-i Nur

Mukaddes kitabımızın Rabbimizden Peygamberimize (asm) Kadir Gecesinde indirilmiş olması sebebiyle, bu geceyi içinde saklayan Ramazan'a "Kur'ân ayı" diyoruz. Onun için Ramazan'da en çok Kur'ân okunur, mukabeleler tertiplenir, hatimler indirilir.Okunan her bir Kur'ân harfi için bin, Cuma geceleri binler ve Kadir Gecesinde otuz bin sevap verileceği mü

Zorlamalar kalıcı olamaz

Bediüzzaman padişahlık döneminde eleştirdiği şahıs istibdadının, bu istibdada yönelik tepkileri istismar ederek iktidarı ele geçirecek olanlar tarafından bir komite istibdadına dönüştürülebileceği ikazında bulunmuş ve ne yazık ki, bu uyarısında da haklı çıkmıştı.Cumhuriyet karşıtlığı ithamıyla da yargılandığı mahkemede kendisini "dindar bir cumhuri

Demokrasi ve ahlâk

Üstad Bediüzzaman'ın evvelâ 2. Meşrutiyetin 23 Temmuz 1908'deki ilânından üç gün sonra irad edip, bilâhare Selânik'te yapılan mitingde tekrarladığı, ardından metnini Nutuk isimli kitabında yayınladığı ve yıllar sonra da Divan-ı Harb-i Örfî eserinin sonuna koyduğu "Hürriyete hitap" nutku dikkatle okunup derinlemesine tahlil edilmesi gereken çok önem

"Rast gelsem sille vuracağım"

Saltanat, meşrutiyet, cumhuriyet, demokrasi. Said Nursî, siyasî tarihimizin bu dört devresini de yaşamış ve her birinde, Kur'ânî prensiplere dayalı tavizsiz duruşunu korumuş bir âlim, müfessir, mütefekkir ve aksiyon adamı.Fikirlerinin gücünden ve sağlamlığından o kadar emin ki, "Asr-ı Saadet mahkemesine de celb olunsam, üç yüz sene sonra kurulacak

Sanki yeni yazılmış gibi

Meşrutiyetin ikinci defa ilân edildiği 1908'den bu yana geçen 110 yılı aşkın sürecin başından itibaren Bediüzzaman'ın eserlerinde kayıt düştüğü parametreler ve dile getirdiği ölçüler, demokrasi serüvenimizin bundan sonraki aşamalarında da hepimize ışık tutup yol gösteren birer deniz feneri hükmünde.Divan-ı Harb-i Örfî ve Münazarat başta olmak üzere

İslâm birliğinin anahtarı

Üstad Bediüzzaman'ın, dinle bilimi, vahiyle aklı buluşturup kaynaştıran, medeniyetleri buluşturan, Avrupa'yı Kur'ânî değerlerle tanıştıran, ırkçılığı reddedip kardeşliği esas alan, cehalet, fakirlik ve ihtilafı eğitim, kalkınma ve ittifakla ortadan kaldırmayı öngören Medresetüzzehra projesi, devrin Osmanlı idaresine ilettiği 1900'lü yılların başınd

O proje gerçekleşseydi...

Üstad Bediüzzaman'ın çok büyük bir önem verdiği ve hayatı boyunca tahakkukuna çalıştığı Medresetüzzehra üniversitesi eğer vaktinde kurulmuş olsaydı, bu topraklardaki bütün unsurlar gibi, bölgede çoğunlukta olan Kürtleri de kucaklayacağı için, özellikle Türk-Kürt kaynaşması sağlanır ve sonraki yıllarda gerek Türkçü, gerek buna tepki olarak gelişen K

Sivil ve hür bir üniversite

Üstadın kurduğu Risale-i Nur Üniversitesi, binası, tesisleri, resmî kadro ve bütçesi olmayan, ama eserlerin okunduğu her ev ayrı bir şube, derslerin yapıldığı her salon müstakil bir anfi gibi hizmet veren, gönüllülük esasına dayalı, risaleleri okuyan herkese hem talebe, hem deanlama derecesine görehoca vasfı kazandırarak kısa zamanda toplumun derin

Çözüm o projede

"Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilaftır; bu üç düşmana karşı sanat, marifet, ittifak silahıyla cihad edeceğiz" diyen Bediüzzaman'ın en büyük ideallerinden biri, doğuda Medresetüzzehra adıyla bir üniversitenin kurulmasıydı.İlim ve eğitimde de istibdadı reddedip hürriyeti esas alan bir anlayış temelinde din ilimleriyle modern fenlerin kaynaştı

Ortak bağ

"Genelde Kürtler dindardır. Sünnî Kürtler Türkiye ortalamasına göre daha dindar ve muhafazakârdır. Kürtlerin tercihlerinde din faktörü çok ağırdır, etnik kökenin önündedir."Bu sözlerin sahibi, bir Kürt siyaset adamı: Merhum Şerafettin Elçi. 1980 öncesinde AP'den milletvekili seçilip bakan dahi olan, ama Kürt olduğunu söylediği için şimşekleri üzeri