İskender Öksüz

Karar

Ülkeler iki cinstir

Hesap verilebilirlik. Bu kavram, bu imkân, demokrasinin olmazsa olmazı sayılıyor. Bir tarafta bu anlayış, diğer tarafta, geçen gün Sayın Adalet Bakanımızın sözü: "Herkes kendi işine baksın." Öyle ya, bizim nasıl yönetildiğimiz, ülkenin kurumlarının nasıl çalıştığı, çalışıp çalışmadığı bizi ilgilendirmez. O sadece yüce yöneticilerimizin işidir, bizi

Siz milliyetçilikle ilgilenmeseniz de

"Seçkinler milliyetçiliği tamamiyle yanlış anlıyor. Rusya, ABD ve AB'nin her biri, bu yanlış anlamadan doğan felaketlerin acısıyla kıvranıyor." Bu cümleler, Harvard Üniversitesi Uluslararası İlişkiler profesörü Stephen M. Walt'ın, Johns Hopkins Üniversitesi'nin desteğinde yayımlanan, Foreign Policy (Dış Siyaset) Dergisi'ne yazdığı makalesinin başlı

Kötü insan iyi insanı kovar

Geçen yazımda, her şey pahalılaşmıyor, biz fakirleşiyoruz demiştim. Her şey pahalılaşmıyor, biz ucuzluyoruz, insanlarımız ucuzluyor.Bir ülke ucuzlarsa ne olur Yabancılar bakar, ülkede satın alıp kullanabilecekleri neler var Hani konvertibl paralar vardır ya. Doları, euroyu, sterlini, Japon yenini her yerde kullanabilir, her paraya çevirebilirsiniz.

Ucuzladık: Dolar çıkmıyor TL düşüyor

Yabancılara göre ucuzladık. Hem de çok ucuzladık. Fabrikalarımız ucuzladı, şirketlerimiz ucuzladı; en kötüsü insanımız ucuzladı. Sık sık Bulgaristan'dan Edirne'ye alışverişe gelenler haber oluyordu. Sonra yalnız Bulgaristan'dan değil, bütün Balkan ülkelerinden müşteri turistleri görmeye, okumaya başladık.Hep doların yükseliş grafikleriyle uğraşıyor

Düne ve bugüne bipolar bakışlar

Daha önceki yazılarımda Çin'den, Rusya'dan, ABD'den, Batı'dan bahsettim. Çin'in, Uygur Türklerine uyguladığı insanlık dışı muameleyi lanetledim. Böyle yaptım diye şimdi ben Batıcı mıyım veta Amerikancı, Natocu muyum Rusya'nın Ukrayna'ya tecavüzünü ve sivilleri pervasızca katletmesini kınıyorum. Yine Amerikancı, Batıcı, NATO'cu mu olmalıyımABD'nin,

Ölçülecekse biz ölçeriz, size ne oluyor!

Bir akıl hastalığı olan siyah-beyaz sendromu bizim iç siyasetimizde hakim. Ne konuşuyorsak, hangi olaydan, hangi partiden, hangi siyasiden bahsediyorsak o ya apaktır yahut kapkara. Öyle düşünmüyor musun Yoksa sen öbür taraftan mısınBiliyorsunuz Hazreti Peygamber, hata yapmıştır. Kur'an'da- benim kıt bilgimle- bir defa, hadislerde birden fazla yerde

Kurucu değerlere vuramazsanız Kemalizm'e vurun

Türkiye Notları Dergisi, Mayıs-Haziran sayısı için bir Kemalizm dosyası hazırlıyor. Benden de katkı istediler. Bu yazım, Türkiye Notları'nın soruşturmasına verdiğim cevaplardan oluştu.Millî Mücadele sürerken yabancı basın, Anadolu'daki harekete "Kemalist" diyor. Sanırım kelimenin ilk kullanılışı budur. Yine aynı dönemde İstanbul'daki millî mücadele

Taksi ne olur beni evime götür

Gazetelere geçen bir haberdi. İstanbul'da, hastaneden çıkan yaşlı bir teyze, taksilere yalvarıyordu: "Taksi, ne olur beni evime götür." Fakat yüce hazreti taksi, sözde taksi esnafı, teyzenin gideceği mesafeyi beğenmediği için bu yalvarışa cevap vermiyordu. Problemin mesafede oluşu gazetenin yorumuydu bence.Bir Ankaralı olarak bundan on yıllar önce,

Rus'tan, Çin'den kötülük sadır olmaz

Ruslar ve Çinliler, evliya gibi adamlardır. Tarih boyunca hiçbir kötülükleri görülmemiştir. Görüldü diyenler CIA ajanıdır. Anlatılan katliamlar, insanlık suçları, hep NATOcuların uydurmasıdır.Günümüz Rusya'sının bir zamanların Sovyet propaganda metotlarını aynen uyguladığını görüyorum. Hayret verici bir şekilde. Adamlar egemen bir devletin toprakla

Emperyalist diktadan yerli diktaya

Geçen yazımda, İtalya'nın kuzeyi ile güneyi arasındaki farktan söz etmiştim. Kuzey müreffeh, endüstrileşmiş, demokrat. Mafyanın vatanı güney, daha fakir. Fark, çok eskilere gidiyor. Kuzeyin, kendi kendini yöneten şehir devletlerine, onlardan Rönesans'a uzanan bir tarihi var. Yüksek toplum sermayesine, yani yatay ilişkilere, işbirliğine ve karşılıkl