İskender Öksüz

Karar

Kalite mi düştü, biz mi alıştık

Bir dost toplantısında Cem Yılmaz'ın, "Diamond Elite Platinum Plus" adlı son gösterisini tartışıyorduk. Gösterinin ismi bile sanattı: İkinci sınıf promosyon oyunlarını hicvediyordu. Bir arkadaşımız, "Güzeldi ama, eskiden daha çok gülerdik." dedi. Sonra düşündük. Evet, Cem Yılmaz'ın yapıp ettiğinde bir kalite azalması yoktu. Belki tersine, ustalaştı

Gizli gizli her şey gizli

Bizim tasavvuf geleneğimizde her şey herkese söylenmez. Çünkü anlamayacaklar vardır, yanlış anlayacaklar vardır. O yüzden bir "halk içinde" konuşulabilecekler vardır, bir de ancak "tenhada" konuşulacaklar. Bunun bir uzantısı da tasavvuf büyükleri için, "Kaddes Allah'u sırrıhu" demektir. "Allah sırrını kutsasın." Bu kültür bir yanıyla "şeriat"e ters

Faiz sebep "nas"ından ne çıkar

Faiz sebep, enflasyon sonuçtur" tartışması aklıma, Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın 1757 tarihli Marifetname'sindeki bir bölümü getirdi. İbrahim Hakkı Hazretleri, ay ve güneş tutulmasından, geometriden, özetle tabiat olaylarının bilim yoluyla açıklanmasından söz ediyor. Sonra da dine dayanarak bilime itiraz edenlere şöyle söylüyor:"Bu durumda, o kimse k

Kurumların çöküşü

Geçen yazımda devletin taşıyıcı sütunları olan kurumların geleneklerine dayanarak nasıl yükseldiğini hikâye ettim. Gerçekten "hikâye" etmeye çalıştım. Saygı ve güvenin, takım ruhunun ve bunları taşıyan geleneğin ve değerlerin hâkim olduğu kurumları... Liyakatin titizlikle korunduğu, stajyerinden emeklisine "biz" birliğinin hissedildiği kurumları...

Kurumların yükselişi ve çöküşü

evlet kurum denilen taşıyıcı sütunların üstünde durur. Bu kocaman, fakat doğru sözdeki "kurum" soyut bir kavram olabilir. Eğitim, adalet, savunma, dış ilişkiler gibi. Bunların vücut bulmuş hâlleri de vardır: Millî Eğitim Bakanlığı, üniversiteler, mahkemeler, savcılık, ordu, Dışişleri Bakanlığı gibi.Anlatım için ikincisini seçeyim. Şüphesiz bu somut

Ucuzluk Perşembe'ye gelecek

1969 yılında Polonya'nın Krakow şehrinde bir bilim kongresine davet edilmiştim. Ülkeye girmeden önce, Zürih'te, bir miktar dolar bozdurdum. Hani, bir Avrupa şehrinde birkaç gün yetecek kadar diye hesaplamıştım. 3.000 Zloti aldığımı hatırlıyorum. Bazen davetli akademisyenlere honoraryum denilen bir ücret verilir. Polonya Bilimler Akademisi de bana b