Kemalistler iktidara hizmet etmektedir

Kemalistler, din âlimleri ve Diyanet üzerinden dinî değerlere hücum etmekle, dindarları ürkütüp icraatlarından rahatsız oldukları AKP iktidarının kucağına yitmekle, dolaylı olarak ona destek vermiş olmaktadır. Bu gayretler tek adam rejimini tahkim etmekte ve ülkemize demokrasinin gelişini geciktirmektedir.

Sol çevrenin sözcüsü görünen bir gazetenin, mensupları Risale-i Nur okuyan Isparta merkezli bir vakıf üzerinden Bediüzzaman Said Nursî'yi keyfi yorumlarla karalaması, bazı sol yazarların Cumhuriyet Bayramında ve 10 Kasım'da camilerde M. Kemal'e dua edilmedi diye Diyanet'e hücum ettiklerini görüyoruz.

Dini müesseseleri kapatarak halkın dinini öğrenme hürriyetlerini yok eden, İstiklâl mahkemelerinde İskilipli Atıf Hoca gibi suçsuz din âlimlerini idam ettiren bir kişiye ille de camilerde dua edilmesini istemek, bu olmadı diye onlara hücum etmek onların dua hürriyetlerine müdahale değil midir Kimin kimi seveceği veya sevmeyeceği, kimin kime dua edeceği yönünde dayatma yapılması, evrensel hukuka ve demokrasiye aykırı değil midir

Ne yazık ki bu çıkışlar, yol açtığı ekonomik kriz ve yüksek enflasyon sebebiyle halk nezdinde zor durumda kalan iktidara bir can simidi gibi olmaktadır. İktidar sözcüleri, bu çıkışlara güya dindarlar adına hamasi nutuklarla karşı çıkarak, yaptıkları ülkeye ve dine zarar veren icraatlar sebebiyle kendilerinden soğuyan dindar camiaya "Sakın ha bize olan desteğinizi kesmeyin. Görüyorsunuz nasıl dine ve size saldırıyorlar. Biz gidersek onlar gelir, din elden gider, mahvolursunuz" diye onlara sinyal vermektedirler.

Bir kısım sol kesim kabul etmese de, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyada dinin önemli bir ağırlığı vardır. Bu bölgede yaşayan insanların çoğu, dinin icaplarını yerine getirmeseler de, onun değerlerine yapılan hücumları asla tasvip etmez.

Onların, manevî değerlere hücum eden tutumu devam ettiği müddetçe ve güçlü bir demokrat misyon alternatif olmadıkça ülkemizin demokrasiye geçmesi zorlaşır, müstebit siyasîlerin iktidarı devam eder, toplum olarak kriz, çatışma ve gerilim içinde yaşamaya devam etmiş oluruz.