Cemaatler rahat bırakılmalı

Zaman zaman bazı art niyetli, dine muarız çevreler tarafından, suçun şahsiliği göz ardı edilerek ve münferit bir olay genelleştirilerek, dinî hizmet yapan bütün cemaat ve tarikatlara hücum edilmektedir.Bu çevreler tarafından "Diyanet teşkilâtı vardır. Cemaat ve tarikatlara ihtiyaç yoktur, kapatılmaları gerekir" tarzında toplumda bir algı operasyonu devreye sokulmaktadır. Bu günlerde bir cemaat yurdunda kalan bir öğrencinin intihar etmesi üzerinden yapılan tartışmalarda bu durumu görmekteyiz. Bir hastanede yanlış tedavi sonucu bir hastanın ölmesi durumunda, bütün hastanelerin ve sağlık kuruluşlarının kapatılmasını istemek doğru ve mantıklı bir yaklaşım olabilir mi Hastaların ve hastalıklarının tedavisi için sağlık kuruluşları bir ihtiyaç değil midir İnsanlar sadece et ve kemikten ibaret varlıklar değildir. Onların akıl, kalp, ruh, hayal, sır gibi manevî duyguları da vardır. Onların, fizyolojik vücutlarını devam ettirmeleri için gıda almaya ihtiyaçları olduğu gibi, manevî duygularının gıdasına ihtiyaçları vardır. O da Allah'a ve ahirete iman başta olmak üzere, diğer iman esasları ve Allah'a ibadettir. İman ve ibadet olmadan sadece maddî ihtiyaçlarını karşılamakla insan rahat ve huzurlu olamaz. Diğer taraftan bir ülkede insanlar, sadece kanun, polis ve inzibat korkusu ile kötülük yapmaktan engellenemez. Onların iman ve itikatlarının sağlam ve güçlü bir hale gelmesi için akıl, kalp ve ruh yönünden irşad edilmeleri lâzımdır. Sivil cemaat ve tarikatlar işte bu vazifeyi yapmaktadır. CEMAATLER ASAYİŞİN TESİSİNE YARDIM ETMEKTEDİR Cemaatlerden Nur Talebeleri gibi bir kısmı, iman takviyesi yaparken, diğer bir bölümü Kur'ân eğitimine ağırlık vermektedir. Tarikatler de ahlâkî irşat vazifesini ifa etmektedirler. Onlar, bir yönden bu vazifeyi yapmakla, aslında asayişin temini için devletin güvenlik güçlerine yardımcı olmaktadırlar. Zira "Dinsiz on serserinin idaresi, bin mütedeyyin kişinin idaresinden daha zordur."