Şurdan-burdan

1

Önce şurdan başlayalım;

Bir ödül gecesinde ödül alan genç bir kadın, ödül konuşmasında, aklına hiç Gazzeli çocukları getirmeden, köpeğinden ve sokak köpeklerinden bahsediyor ağlamaklı sesi, şimdi ağlayacak gibi kıpraşmalar içindeki gözleriyle...

Anlayacağınız büyük bir rezalet,

Diyelim ki sahnedeki o kişi, varoluşunu salt bedenine indirgemiş bir müptezelin tekidir,

Peki, salondan gelen o çılgınca alkışa ne demeli;

Sakın, o salondakiler türdeşlik dürtüsüyle hareket etmiş olmasınlar...

2

Bir kişinin, bir hayvanı hayatının merkezine yerleştirmesinden daha sakil bir şey olamaz.

Yanlış anlaşılmasın, (veya varsın yanlış anlaşılsın) hayvanları korumayalım, hayvanlara zulme karşı çıkmayalım, hatta hayvan sevmeyelim demiyorum.

Fakat bütün bunlar, hayvanların hayvanlar aleminde kalması gerekliliğini ortadan kaldırmaz. Doğa da bize bunu söyler. Adalet de bizden bunu ister.

Hal böyleyken, bir hayvanı, hayatının, fikrinin, zikrinin merkezine yerleştirenlerin bizatihi kendisi tür değiştirip hayvanların hizasına sıralanmış olmaz mı

3

Argoda bir deyim vardır;

"Katranı kaynatmakla olur mu şeker;

Cinsini .............. cinsine çeker..."

ABD, vakti zamanında Avrupa'nın kaçkınları, sapkınları ve haydutları tarafından kurulmuş bir devlettir.

Üstelik bunların çoğu da 'püriten'dir.

Püritenlik vasfıyla ABD'nin kurucuları, yerlilere karşı Yeşu'nun emirleri doğrultusunda muamele ederler, onları kutsal (!) kırıma maruz bırakırlar. Haydutluk vasfıyla da devlete renklerini verirler, yani Amerika Birleşik Devletleri'ni bir