Nefsin ettiği

Tövbesini bir kez bozan hep bozar" "Çünkü insan hep hesap eder, hep hesap eder" Konvansiyonel ve sosyal medyaya düşen haberlere göre 'masa'nın kurtarılmasında herkesten çok Davutoğlu'nun emeği varmış. Meral Akşener'in rest çekip 'masa'yı, 'kumar masası' diye tesmiye etmesinden sonra, geceler boyu süren telefon trafiğini yöneterek tekrar masaya dönmesinde Davutoğlu önemli roller üstlenmiş. Son toplantıda Meral Akşener bir kez daha 'masa'dan kalkınca, yine Akşener'in ardında giden ve mescitte (herhalde en uygunsessiz yer olarak orayı buldular) ikna edip tekrar masaya döndüren yine Davutoğlu olmuş. Keza, Meral Akşener'in ağzına çalınan bir parmak bal mesabesindeki İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları hakkındaki maddeyi de o yazmış. Şimdi! Ahmet Davutoğlu bunları ne masanın namusunu kurtarmak için ne de illa da Kılıçdaroğlu'nu aday yapmak için yapmıştır. Onun bu çabalarının tek sebebi vardır; nefis, nefsini doyurmak... Hani meşhur meseldir; İblis'i bile şeytanlaştıran nefismiş... Davutoğlu bilir ki (hocadır ya hani) eğer masa çöker ittifak dağılırsa, kendisinin ne Parlamento'ya girme ne de hayalini gördükleri hükümette yer alması mümkündür. Bunun için mutlaka başkasının sırtına binmek mecburiyetindedir. Bütün derdi o sırta mukayyet olmaktır. Yani kendi eliyle kendi nefsini köreltmeyecek bir acizlik içindedir. Burada