İSRAİL İLE PKK'nın İLİŞKİSİ HAKKINDA...

1

İbni Haldun 'Mukaddime'sinde der ki;

"Bir devletin genişlemesinisınırlarını, o devletin asabiyesinin gücüsayısı belirler."

Bir devlet yeni ele geçirdiği toprakları kendi ülkesine katabilmesi, kontrol altına alabilmesi, söz konusu toprakları temlük edebilmesi için oralara kendinden yöneticiler göndermeli, kendi asabiyesinden insanlar iskan etmelidir. Eğer bu sağlanamaz ise, yeni ele geçirilen topraklar bir fetih olmaktan, vatanın genişlemesine katkıda bulunmaktan çıkar, sınırlardan başlayıp ana bünyeye sirayet edecek bir çürümenin dolayısıyla, devletin yıkılmasının başlangıcı olur.

Hal böyle olunca, Siyonistlerin 'vaat edilmiş topraklar'a kavuşma umudu ütopik bir faraziyeden öteye geçemez. Çünkü zaten dünyada mahdut sayıda olan, onların da ancak yarısının İsrail'e gelmeyi kabul etmiş olan Yahudilerle bu hayal hiçbir zaman gerçekleşmez.

Yahudilerin sayısıgücü hiçbir zaman arz-ı mev'ud'u kontrol etmeye yetmez.

İşte; İsrail ile PKK'nın ilişkisi tam burada ortaya çıkıyor. İsrail kendi sayısal eksikliğini PKK unsurlarıyla gidermek istiyor.

Bunun için de, ABD'ye başvurarak veya ABD'yi görevlendirerek bölgeyi kontrol etmeye matuf olarak, kendilerine eklemlenmiş aparatlar kabilinden PKK gibi unsurların kurulmasını ve güçlenmesini talep ediyor.

2

ABD, bir taraftan İsrail'in güvenliğini sağlamak ve hayaline çanak tutmak için PKK'yı desteklerken, öbür taraftan da Türkiye'yi tehdit altında tutmak, kontrol edebilmek için de PKK'yı eğitiyor, silahlandırıyor ve besliyor.

Çünkü, İngiltere ile beraber Türkiye ile ta I. Dünya Savaşı'ndan kalma son bir hesaplaşma arzusu taşıyor.

Ancak ABD'nin anlamadığı bir şey var.

ABD'nin ister İsrail'in çıkarları için, ister başka nedenlerle bölgeye müdahalesi Türkiye'nin imparatorluk duygularını