1Seçimden sonra; muhalefet cephesindeki skandalları, saçmalıkları, karşılıklı sövüp-saymaları, cahilce konuşmaları, temelsiz iddiaları, amaçsız höykürmeleri, 'yabancı' efektli konuşmaları, yersiz ve zamansız aşağılık kompleksinin dışa vurumlarını, nedeni belirsiz özgüven patlamalarını, koltuk kapmaca çabalarını, anlamsız saldırıları, bilinçsiz müdafaaları vs, vs. dinlemeye ve anlamaya çalışırsak şayet; Hem zamanı hem emeği israf etmiş oluruz. Varsın onlar kendi aralarında oynayadursunlar, Biz işimize bakalım. 2 Hatırlarsanız; Cumhurbaşkanlığı seçimi, (14-28 Mayıs) Türkiye'nin düzlüğe çıkması için önündeki son tümsektepe demiştik. Allah'ın izniyle, hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde o aşamayı geçtik, o badireyi atlattık. Ancak, sanılmasın ki düze çıktık diye işimiz bitti. Belki de, asıl şimdi, her zamankinden daha dikkatli ve dahi hiç olmadığı kadar rikkatli davranmak mecburiyetindeyiz. Hiç tartışmasız yeni bir döneme geçmiş bulunmaktayız. Bu yeni dönemde içeride problemlere sebep olan ekonomik belirsizlikleri biz de Sayın Cumhurbaşkanı gibi Mehmet Şimşek ve ekibine havale ederek; Asıl dikkat çekmek istediğimiz husus Türkiye'nin dünya platformunda aldığı, alacağı yerle ilgili olacaktır. Bu yeni dönem Türkiye'nin, bugüne özgü, elan cari olan zamanın ruhuna uygun 'Osmanlılaşma' dönemi olacaktır, olmalıdır. Bunun için, Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına iş gören, bir yerlerde bulunan herkesin