2011 yılında kolay kolay yapmadığım bir şey yapmış ve Cumhurbaşkanımıza;

"Efendim!" demiştim,

"Efendim, uzun süredir insanoğlunun yaptığı hiçbir şeyden rahatsız olmuyordum. Çünkü, kendi kendime demiştim ki; insanoğlu, insan olmaklığından kaynaklı olarak, eğer bir engelleyici yoksa dışarıda ve içeride, her şeyi yapabilir;

Buna rağmen, fakat, falancı var ya falancı, onun son zamanlarda yaptıklarını ve söylediklerini şaşkınlıkla izliyorum..."

Bundan mülhem; farkındaysanız 7 Ekim'den bu yana, bu sütunlarda, Yahudi mantalitesi ve bu mantalite nedeniyle Yahudilerin neler yapabileceğini anlatmaya çalıştık.

Yaşadığımız onca katliama, vahşete, barbarlığa, soykırıma şaşırmadığımızı, çünkü Yahudi ilahiyatının buna cevaz verdiğini, hatta emrettiğinin altını çizmeye çalıştık.

Ancak; öyle bir an geldi ki; öyle bir şey oldu ki; gayriihtiyari 'bu kadar da olmaz' diyor insan...

10 Kasım 2023'te İsrail'in bastırması nedeniyle Gazze'deki Nasr Hastanesi boşaltılır. Hastaneden ayrılırken Hastane Müdürü, boşaltmayı sağlayan subaya; solunum cihazına bağlı prematüre bebekler olduğunu, onları yanlarına almanın mümkün olmadığını (aldıkları takdirde solunum cihazından ayrılmış, dolayısıyla hayatlarını kaybetmiş olacaklar) onlarla ilgilenilmesi gerektiğini söyler... Yaklaşık 15 gün sonra, ateşkes vesilesiyle, bir gazeteci Nasr Hastanesine girer ve söz konusu bebeklerin (5 tane) solunum cihazlarına bağlı olarak yattıkları yerde öldüklerini, hatta cesetlerinin çürümeye başladığını görür...