15 Temmuz'un düşündürdükleri

Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazakistan Üniversitesi'nin 15 Temmuz vesilesiyle düzenlediği söyleşide yaptığımız giriş konuşması:1 Bugün FETÖ dediğimiz, dünkü Müslüman 'kardeşlerimiz'le aram hiç iyi olmadı. Aslında, benim onları sevmediğimden daha çok, onlar beni sevmediler. Şimdiden geriye bakarak daha iyi görüyorum ki, beni ve benim gibileri yazdıklarımızdan, konuşmalarımızdan, tavrımızdan vs. dolayı kendi misyonları için hep tehlike görmüşler. Benim karşı duruşum ise ilkesel. Genel olarak mistik yapılarla pek ünsiyetim olmadı. Din anlayışım, daha doğrusu benimsediğim din yorumu bana bu vadiden uzak durmamı söyledi hep.Her şey bir tarafa, bir cemaatin, tarikatın, derneğin, vakfın devlet içinde kadrolaşmasını; anlamlandıramıyor, kavrayamıyordum...Eskilerin değişiyle 'Havsalam' almıyordu. Çünkü; kadrolaşmanın amacı ne olursa olsun (faraza; isterse devleti güçlendirmek olsun) sonunda paralel bir yapıya çıkar. Eninde sununda devlet mi; cemaat mi, tarikat mı ikilemi ortaya çıkar. Eninde sonunda amir mi, şeyh mi çatışması baş gösterir. Bu cümleden alarak, bu vesileyle, devlette kadrolaşan, devletle iş tutan bütün yapılanmalara dikkatinizi çekmek isterim. 2 Buna rağmen; 14 Temmuz 2016 günü biri bana gelip; "Yarın Fethullahçılar darbe girişiminde bulunacak" deseydi... "Hadi oradan, bu kadar da paranoyak olmanın alemi yok" derdim. Çünkü bu kadar hain ve acımasız olacaklarını düşünemezdim. Ne de olsa onlar dünkü din kardeşlerimizdi. Üstelik o zamana kadar en azından görünür olarak, öyle vurdu-kırdı işlerine de karışmamışlardı. Aynı şekilde; 14 Temmuz günü birisi bana gelip "Ertesi gün, Fethullahçılar darbe girişiminde bulunacak, lakin millet bu eylemlerini onların başına geçirecek, darbeye karşı duracak..." deseydi ona da inanmazdım; Ve derdim ki; "Bu Anadolu dediğimiz topraklar o kadar çok ayak altında kalmış, o kadar çok çiğnenmiştir ki, sanki metal yorgunluğuna uğramıştır. Bu toprakların artık yeni bir şey üretmesinin imkanı yoktur." Şimdi dönüp bakıyorum da; ben sosyolojiyi modern anlamıyla kavramış, o doğrultuda gözlemler yapıp, sonuçlar çıkarmışım. Cemil Meriç'in "Sosyoloji tarihin bir alt şubesi olarak değerlendirilirse bize ancak bir şeyler söyleyebilir" dediğini unutmuşum. Malumunuz; modern sosyoloji 'An'a 'Şimdiye' veya 'Belirli bir zaman kesiti'ne bakarak, insanın çevresiyle ve diğer insanlarla ilişkisine odaklanır. Bu haliyle sosyoloji toplumların