Görüntüler ne ilginçti, değil mi Tartışmaya açık bir yargı kararından üzülmesi gerekenlerin yaşadığı sevinçten söz ediyorum. İnsan ister istemez soruyor... Kutlanacak bir şey miydi ki bu, eller çırpıldı, kucaklaşıldı, gülüşüldü Ve şu da ilginç... Muhalefet sanki döndü dolaştı, geçen ocak ayına geri geldi... O sırada büyük gürültü kopmuştu ama şimdi unutmuşsunuzdur. Hatırlatayım... Tam Kılıçdaroğlu, "Yabancı çevreler benim yanımda" havasına kapılmışken... Hem de İstanbul'u kar kaplamışken... İngiltere Büyükelçisi Dominick Chilcott bir balıkçıda İmamoğlu'yla buluşup yemek yemişti... Çarpıcıydı. Gözlerden kaçan bir olay daha vardı ki, o da önemliydi. İngiltere'nin Başkonsolosu aynı gün İyi Parti'nin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'yla bir araya gelmişti. İngiltere, sanki 2'li bir masa kuruyordu... 2'li masa... Sanki çarşamba gününe de benzer biçimde hazırlanılmıştı. Size de öyle geldi mi, bilmem! Hep yazıp durdum... "Dışarı"da ne oluyorsa, "içerideki muhalefet cephesi"nde bir karşılığı var. Ve yine sürekli altını çizdim... Muhalefeti monoblok bir politik cephe olarak görmek büyük hata olur; Avrupa (aslında Almanya) bağlantılılar ve direksiyonu Anglosaksonlara kaptıranlar arasında gizli fakat büyük bir kavga var... Davanın görüşüleceği gün Kılıçdaroğlu'nun Almanya'ya gidip sonra apar topar dönmesi nasıl da sembolik bir "tat" taşıyor! Şimdilik güçten düşmüş görünen