İran'ın 12 saat boyunca ulaşamadığı ve kendi kurtarma ekiplerinin de kaybolduğu helikopterin yerini bizim ürettiğimiz, bizim havaalanımızdan kalkış yapan ve bizim tarafımızdan yönetilen AKINCI yaklaşık bir saat içinde buldu...
Hatta onun sayesinde bölgede dolaşan arama ekipleri de fotoğraflanıp yer tespiti yapıldı...
Şimdi hatırlamayalım mı
Daha pek yakın zamana kadar...
Bizim pek "okumuş", pek muhalif ve sözde aydın(!) kesimlerimiz ürettiğimiz İHA'ları küçümsüyor; marketlerde satılan drone'lardan farkı olmadığını iddia ediyorlardı.
Utanırlar mı
Ne gezer!

Bizim envanterimize ilk kez 2010'dan önce girdi yerli İHA'lar...
İran ise 80'li yıllardan beri insansız hava araçları üzerinde çalışıyor, hatta uluslararası pazarda bizimle rekabet ediyorlar ama teknoloji yetersizliği yüzünden çuvallıyorlar.
Eğer AKINCI olmasaydı, belki İranlılar cumhurbaşkanlarının naaşını ve kaza yapan helikopteri 24 saatten uzun bir süre arayacaklardı...
Bu vesileyle küresel sistemle "enformasyon" bağı ve "bilgi aktarımı"nı sürdürmenin "yerlilik" kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı.

Sosyal medyada bir rüzgâr esiyor...
İran yönetimiyle alay etme rüzgârından bahsediyorum.
Tamam!
İran, bölgedeki Müslümanların canını çok yaktı; çok öfke topladı; şimdi dile dökülen duyguları anlıyorum...
Ama "Koskoca cumhurbaşkanını bindirdikleri helikopter 30 yıllık mı, 70 yıllık mı" diye tartışırken veya "Meğer kâğıttan kaplanmışlar" derken