Aklım birden Roma'ya gitti

"Âlimler şunu söyledi ki, Roma halkının gürültüsü olmasa, insanlar meleklerin tesbihatını ve güneşin batışının patırtısını işitirlerdi..." İlk İslam coğrafyacıları ve tarihçiler Roma şehri hakkında neler yazmış, söylemişlerdi diye makale karıştırırken, karşıma bu sözler çıktı... Şu kesin... Müslüman âlimler Roma şehrine asla düşmanca veya yabancı bir bakışın merceğinden yaklaşmadılar. Tam tersine... Uzaktan uzağa da olsa sevdiler, istediler bu yedi tepeli şehri... Tabii ya... Roma da, İstanbul gibi yedi tepelidir, yedi tepesiyle bilinir. Ah, ben Aventine tepesini çok severim; orada uzun gövdeli fıstık çamları altındaki bir bahçede geçirdiğim saatleri unutamam! İbn'ül Fakih'in "Kitabü'l Buldan"ında Roma hakkında rivayetlerden biri şöyle anlatılır: "Bize bir elçi gönderdiler. Onunla birlikte şehre doğru yola çıktık. Derken karşımızda dalgalara benzeyen yeşil bir şey gördük ve tekbirler getirmeye başladık. Bunun üzerine elçi bizlere neden tekbir getirdiğimizi sordu. 'Karşımızdaki denizi görünce içimizden tekbir getirmek geldi' dedik. Elçi gülerek: Bu gördükleriniz Roma şehrinin çatılarıdır. Hepsi kurşundan yapılmıştır." Onlara göre... Her çarşısında 100 bin adamın dolaştığı; 1200 kilisenin, 40 bin hamamın bulunduğu, bir nehrinin tabanının bakırla döşendiği, zeytin mevsimi gelince her bir kuşun ayaklarında zeytin tanesi getirip taşıdığı tılsımlı bir şehirdir Roma... Sosyal medyada güncel olayları komplo teorileri açısından yorumlarken ağzından "Roma düzeni",