Hendek Harbi'nde Yahûdiler nasıl cezalandırıldı

Yahûdilerin ihânetleri -5-

Hendek Harbi, Medine-i münevverede muhasara hâlinde devam ediyordu. İslâm askeri arasında bulunan münafıklar, kalede bulunan Yahûdilere gizlice haber göndererek; "Sakın teslim olmayınız! Biz size bütün gücümüzle yardım ederiz" diyorlardı. Bu haber ile münafıkların yardımını bekleyen Yahûdîler, müdâfaaya yeni bir azim ve ümitle devam ettiler. Muhasara uzadı, bir aya yaklaştığı hâlde münafıklardan yardım gelmedi. Kalplerine korku düşüp, antlaşma istediklerini bildirdiler. Antlaşmayı yeniden yapmak üzere, Nebbâş bin Kays ismindeki Yahûdi, Resûlullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) huzuruna gelip; "Kanımızı dökmeyin! Kadınları ve çocuklarımızı götürmeye izin verin!" dedi. Sevgili Peygamberimiz! "Hayır! Kayıtsız ve şartsız hükmüme boyun eğmekten, itâat edip teslim olmaktan başka çâreniz yoktur!" buyurdu.

Nebbâş Yahûdîsi, perişan bir hâlde kaleye dönüp konuşmaları nakletti. Kureyzâoğulları teslim bayrağını çekerek, Peygamber efendimizden haklarında hüküm vermek üzere bir kimseyi hakem tâyin etmesini istediler. Resûlullah efendimiz de; "Eshâbımdan istediğiniz kimseyi hakem seçiniz" buyurdu. Onlar da; "Biz, Sa'd bin Mu'âz'ın vereceği hükme razı oluruz" dediler. Peygamber efendimiz, kabul buyurup Sa'd bin Mu'âz hazretlerinin getirilmesini emrettiler.

Sa'd bin Mu'âz (radıyallahü anh), Hendek Gazasında ağır yaralanmıştı. Bir çadır içinde tedavi görüyordu. Hakem seçilince, sedye ile hazret-i Sa'd'ı, Kureyzâ kalesine götürdüler... Peygamber efendimiz; "Ey Sa'd! Şunlar, senin hükmüne göre teslim olmayı kabul ettiler. Haydi, onlar hakkındaki hükmünü bana bildir! Bunlar hakkında hüküm vermeyi Allahü teâlâ sana emretmiştir" buyurdu...