Hakkı, hayrı söyleyecek yerde susmamalıdır!..

Müdârâ, dîni veya dünyayı zarardan kurtarmak için, dünya menfaatinden vermektir. Müdâhene, dünya ele geçirmek için, dinden vermektir! Dilimizin âfetleri -36- Dil âfetlerinden biri de, kudreti olduğu, gücü yettiği hâlde, haram işleyene mâni olmamaktır. Buna (müdâhene) denir. Haramı işleyene veya yanında bulunanlara olan saygısı yahut dîne olan bağlılığının gevşekliği, müdâheneye sebep olmaktadır. Fitne olmadığı, yani dînine veya dünyasına veya başkalarına zarar olmadığı zaman, haram ve mekrûh işleyene mâni olmak lâzımdır. Mâni olmamak, susmak haram olur. Müdâhene etmek, haram işlemeğe râzı olmağı gösterir. Susmak, çok yerde iyidir. Fakat hakkı, hayrı söyleyecek yerde susulmaz. "Yâ Resûlallah! Geçmiş ümmetlerden bir kısmına zelzele ile azap yapıldı. Toprak altında kaldılar. Bunların arasında sâlihler iyi insanlar de vardı" denildiğinde, (Evet, sâlihler de birlikte helâk oldular. Çünkü Allaha isyan olunurken susmuşlardı. Onlardan ayrılmamışlardı) buyuruldu. Hadîs-i şerîfte, (Allahü teâlâ, bir âlime ilim ihsân edince, Peygamberlerden aldığı gibi, bundan da mîsak alır) buyuruldu. İlmini, lâzım olduğu zaman söylemekten çekinmeyeceğine söz verir. (Bir kimse, Allahü teâlânın ihsân ettiği ilmi, lâzım olduğu zaman söylemezse, kıyâmet günü boynuna ateşten tasma takılacaktır) hadîs-i şerîfi ve Bakara sûresinin, (Kendilerine ilim ve hidâyet verdiğimiz kimseler, ilimlerini insanlardan saklarlarsa, Allahın ve lânet edenlerin lânetleri, bunların üzerine olsun!) meâlindeki yüzellidokuzuncu âyet-i kerîmesi, müdâhene etmenin haram olduğunu göstermektedir. Müdâhenenin zıddı, karşılığı, (Gayret) ve salâbettir. Mâide sûresinde ellidördüncü âyet-i kerîmesinde meâlen, (Allah yolunda cihâd ederler, kötülenmekten korkmazlar) buyuruldu. Dinde, gayret ve salâbeti olanların malları ile canları ile ve sözleri ile ve kalemleri ile,