Emîrin başarısı, sâdık olan bir vezirle olur

Emîr; insanlara emir veren, onları yöneten, başkanlık yapan ve onları idare eden kimse demektir. Aile reisi olan, şirketleri ve devlet kurumlarını yöneten, orduda kumandanlık yapan, vakıf ve derneklerde başkan olan, okulda ve çeşitli kurumlarda müdür olanların her biri birer emîrdir. Emîr, işlerinde başarılı olmak için kendisine mutlaka sâdık olan bir vezir, yardımcı seçmelidir. Nitekim Âişe vâlidemizin rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfinde Resûlullah Efendimiz şöyle buyurdular: (Allahü teâlâ bir emîr devlet başkanı, yönetici hakkında hayır dilediği zaman, ona unuttuğunu hatırlatan, hatırladığını yapmaya yardım eden doğru sözlü bir yardımcı verir. Şayet Allahü teâlâ o emîr için hayır dilemezse, ona unuttuğunu hatırlatmayan ve hatırladığını yapmaya da yardım etmeyen kötü bir yardımcı verir.) Ebû Dâvûd Şâirimizin de şu beytinde bu ne güzel dile getirilmiştir: Hak murâd eylerse hayrı bir emîr-i âdileLâ-cerem eyler müsâdif bir vezîr-i kâmile... Yani, Hak teâlâ âdil bir emir hakkında hayır dilerse, mutlaka onu kâmil bir vezire tesâdüf ettirir. Vezîr, emîrin müşaviri, danışmanı olan kimsedir. Danışılan kimse hakkında hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (İstişare edilen, güvenilen kimsedir, kendisine layık gördüğünü ancak başkasına tavsiye eder.) Taberani (Danışana bilerek yalan söyleyen ona hıyanet etmiş olur.) İbni Cerir (Danışılan, güvenilir kimsedir. Biliyorsa söyler, bilmiyorsa sükût eder.) Kudai (Danışan yardıma kavuşur. İstişare edilen emindir.) Askeri Yani onun doğru söyleyeceğine ve sorulanı başkalarından gizleyeceğine emin olduğu kimseye danışır. Danışılan kimse, insanların hâlini, zamanın ve ülkenin şartlarını bilmelidir! Buna "siyaset