Kanije'nin Fethi (22 Ekim 1600)

Sultân III. Mehmed Hân saltanat kayığı ile geldiği Eyüpsultân'da kayığının iskeleye bağlanmasından sonra karaya ayak bastı. Getirilen atına binmişti ki soluk soluğa kalabalığa karışan Yanıkkale katliamından kurtulan yeniçerilerden birisi olanca gücüyle Türk Hâkânı'nın arkasından bağırdı. "Serhad'den gelirim. Nemçe kâfiri Yanıkkale'yi zapt eyledi ne durursuz" Ortalık birden buz kesti. Edep, adâb, yol-yordam bilmeyen kellesinden vazgeçmiş bu densiz de kim oluyordu. Herkesle birlikte Mehmed Hân da döndü yeniçeriye baktı. Kalabalık, bostancıbaşının anında yeniçerinin başını uçuracağını beklerken, Sultân III. Mehmed Hân işaretiyle herkesi durdurdu. Yeniçeriyi yanına çağırdı dikkatle dinledi. Bir anda öfkesi beynine vurduysa da sabretti. Saraya döndüğünde sert tedbirler aldı. Yanıkkale, Avrupa'da hudut kalemizdi. Kaleyi savunan Mahmud Paşa, kafası düşman tarafından kesilerek bir mızrak ucunda teşhir edilene kadar iki elinde iki kılıçla kahramanca vuruşmuş, baruthaneye sığınan son 500 civarında yeniçeri kendileriyle birlikte başına üşüşenleri de havaya uçurmuşlardı. Kaleyi ele geçiren Palffy ve Schwarzenberg idaresindeki Alman ordusu kurtulabilen birkaç kişi haricinde herkesi kılıçtan geçirmişti. Serdâr-ı Ekrem Satırcı Mehmed Paşa'nın basiretsizliği yüzünden Yanıkkale'nin kaybedildiği anlaşılmıştı. Yetmemiş, ardından Varat Kalesinin muhasarasında Satırcı Mehmed Paşa, gereksiz yere asker kaybı verdiği halde Varat'ı alamayarak geri çekilmişti. Bu sebepledirki Paşa azledilerek başı vurulmuş, yerine 3. Murat'ın kızı Ayşe Sultânla evli Damat İbrahim Paşa Serdâr olarak tayin edilmişti. İbrahim Paşa vakit kaybetmeden yola çıktı. Belgrad'a geldiğinde, Kırım Hân'ı Gâzi Giray da gelerek orduya katıldı. Fakat bu arada Alman elçileri Belgrad'a gelerek