Sonbahar

YEŞİLÇAM filmlerinde başrol oyuncusu erkekler kendilerini terk eden kadınların fotoğrafını büyütüp duvara asardı. Kızdıkları zaman ellerindeki kadehi duvara fırlattıklarında bize garip gelirdi de "fotoğrafı yırtsa daha iyi" derdik. "Ama gözlerine dokunmasın" diye geçerdi içimizden. Gözlere kıyılmazdı çünkü, hele menekşe gözlere! Türkan Şoray'ı o yüzden çok sevdik, güzel baktığı için zarafeti için. Filiz Akın'ı o yüzden ayrı bir köşeye koyduk, az bulunan bir asaleti temsil ettiği için. Yeşilçam filmlerinde bulduklarımızı televizyonlarda bulamadığımız içindir ki kötülüğün önü açıldı. Sonrasında bir de sosyal medya illeti, tutmayın gitsin! Şimdi kendisini terk eden kadın için elindeki silahla erkekliğini konuşturanlar, kadınların katline ilham veriyor! Bitirim borsasında yükselen şiddet, alçalan erkeklikle itibar yarışında. Yeşilçam filmlerinde duvara kadeh atılan sahnelere can kurban! Bizim gibi modası geçmiş insanlar geçmiş zaman sinemasında kendi çocukluğunu izliyor hala. Sonbahar geldiği zaman sisli hatıraların içinde daha çok geziniyor. "Düşen bir yaprak görürsen beni hatırla" şarkısının eşliğinde! Sonbahar yaprakların ölümle dansıdır. Bazı yapraklar kurumadan düşer, onları haylaz dallar atar yere. Belki mesaj vermek istiyorlardır. Ağaç ve kitap arasındaki bağı unutmazsak, yaprakların üzerinde yazılanları da iyi okumak gerekir. O yapraklar dünyanın "azman ülkelerinin" birilerini çiğ çiğ yemesinden falan bahsediyor olabilirler. Bizlere azgın kışı ve beraberinde getireceklerini işaret ediyor da olabilirler. Ağaçların ufku insanlardan geniştir, onlar toprağın altını da bizlerden iyi bilir üstünü de. Unutmayalım ki yerçekimini bile ağaçtan düşen bir elma işaret etti. Hayatın da sonbaharı vardır ama önemli olan insanların geride bıraktıklarıdır. Bir duruş bir film bir piyano sesi. İdil Biret çocukluğumun sihirli ismi. Dünyanın en büyük piyano sanatçılarından birine sahibiz de böyle bir sanatçının sadece piyano çalması değil zarif duruşu bile her şeyi anlatmaya yeter. Bizdeki fotoğrafları sararsa da! Ne güzel duygudur ki İdil Biret'i de sevdiğimiz sanatçıları da unutturamadılar bizlere. Şimdi bir dizi filmle yürüyüşü değişen şöhretler,