Seyirciler!

GERÇEK sanatçıların yerini televizyon dizilerinde bön bön bakan süslü kadınlar ve kasılmaktan oyunculuğa fırsat bulamayan "yeni model" erkekler almıştır. Kimileri bir televizyon dizisiyle altlarına son model cipler almış, kimileri de haram zenginlerinden çocuk yapıp nafakalarla geleceğini güvenceye almıştır. Nice gerçek sanatçıya da kürek kemikleri çıkmış halde yaşamak ya da ucuz otel odalarında ölmek baki kalmıştır. Yeşilçam filmlerindeki ahlaki savunma televizyonlardaki saldırılarla yer değiştirmiş, dürüstlük ve haysiyet paranın karşısında dil değiştirmiştir. Bugün yaşlı kadınlar metrobüslerde ayakta beklerken kulaklığını takıp görmezden gelenlere inat, kendilerinden küçük kadınlara bile yer veren adamlar bu terbiyeyi ilkokul mezunu bile olmayan annelerinden almıştır. Bir yanda asalet, öte yanda ekranlarda cehaletin cilalı gösterileri. Ne acıdır ki herkes bu acımasız sahnelere seyirci kalmıştır. Dürüst insanlar için akıntıya karşı kürek çekmenin yürekli bir yanı vardır. Yeşilçam filmlerinde "Arkadaşım aşkısın" deyip kalbe gömülen sevdaların yerini, televizyon dizilerinde arkadaşının karısına kızına göz dikenler ya da arkadaşının kocasını ayartanlar almıştır. Bizlere de "Sevemedim Karagözlüm" diyen o güzelim aşklardan özlemler ve şarkılar kalmıştır. Yeşilçam'ın salon filmlerinde verilen insani mesajların yerini televizyon dizilerinde ahlaksızlığa davet resepsiyonları almış, çocuklarımız için tehlike çemberi daraldıkça daralmıştır. Delikanlılar ve genç kızlar kendilerine enjekte edilen zehirden payını almış, meydan bitirimlere ve nafaka şıllıklarına kalmıştır. Toplumun yüzde 92'si televizyon izliyor, yüzde 55'i hiç kitap okumuyor. Televizyon dizilerindeki zibidiler için ağlayanlar, kendi çocukları için kılını bile kıpırdatmıyor. Yüzde 92'lik kesimin yüzde 80'i ihtimaldir ki o dizileri izlerken hayale dalmıştır. Ama kitap okumayanların ülkenin canına okuma ihtimali sorgudan muaf kalmıştır. Silahı delil saymaya gerek yok, gerçekleri öldüren de katildir. Sanatın hadım edildiği, gerçek