Kansız! (2)

BAZI zamanları yeniden yaşarken bazı yazıları yeniden yayınlamak gerekiyor. İlk atılan taş yerine ulaşmadıysa ikinci taşı cama atmak adına. Bir çardak altında iki insan arasında geçen diyaloga şahitlik ettim. O iki kişinin uzun zamandır görüşmedikleri belliydi de altına son model Mercedes çeken, yıllardır onurlu hayatın çilesini çeken adama konuyu açtı. -Acayip işler yapıyorum yolumu açacak adamları da buldum. -Nasıl adamlar -Gıda işinde yolunu bulan adamlarla ne mallar kakalıyoruz bir görsen! -Utanmadan bundan gurur duyuyorsun öyle mi - Parayı bul da nasıl bulursan bul, kaç yaşına geldin öğrenemedin mi - Seninle iş yapanlar eminim ki senden daha namussuzdur. - Nasıl konuşuyorsun be abi! İki ayrı dünyanın insanını izliyordum da öznesi para olana karşı diğeri dimdikti. -Anlayacağın dilden konuşuyorum" dedi, "onca insan onuruyla çalışırken sen böyle kazandığın paradan gurur duyuyorsun öyle mi" -Aynen öyle. -84 yaşındaki kadın çöplerden sebze ayıklıyor haberi okudun mu -Açlıktan kim ölmüş! -Ölmeleri gerekmiyor doymaları ve doyurulmaları gerekiyor. Zengin züppe karşısındaki insana "biraz kafayı değiştir" diye akıl verdi; "sen çok eskide kaldın!" Dik duran adam bu ilginç sohbetin arkasını hiç bırakmadı. -Peki sana çuvalla para kazandıranlara sen neler veriyorsun -Bana kıyak yapan adamların köpeği olurum abicim! Köpekleri bu işe karıştırma" dedi diğeri, "köpekler senin gibilerden bin kere değerlidir." -Nasıl konuşuyorsun be abi! Bir film sahnesi izliyordum. İnsan olmaktan utanmayan birine karşı insanlık sanatının yürekli bir temsilcisi vardı, cevapları kurşun gibiydi. -Şunu diyorum, senin onursuzca kazandığın paraları köpeğin önüne atsan yemez. Yani demektir ki köpeklerin onuru bazı insanlarda yoktur. -Ne yapacaktım yani -Adamlıktan bahsetmeyecektin. -Ne diyorsun be abi! -Beni tanırsın çocukluğumdan beri senin gibilere 'kansız' derim. Sonradan gelen bozuldu gitti, ben karşımda duran diğer insana baktım gururla. Çocukluğumun delikanlı mahallelerinden