Gül ağacı!

MENDİL satarak hayatını sürdürmeye çalışan yaşlı bir kadın zaman zaman yolun kenarında dururdu da böyle tabiat şartlarında en çok öyle insanları merak ediyorum. Önceki gün baktım yerinde yoktu. Ölmekle yaşamak arasında ya da üşümekle açlık arasında neredeydi kim bilir. Yoldan kimsenin geçmeyeceğini düşündüğü için evinden çıkmayı uygun görmemişti belki. Başını sokacağı bir evi olup olmadığı da şüpheliyken! Tabiatın oluşturduğu şartlar kadar hayatın insanlara yüklediği şartları da hesaba katmalıyız. İnsanlık her zaman bir sınavdan geçer, bu sınavın sonuçları gönlümüze göre olmalıdır çıkarlarımıza göre değil. Buna vicdan denir. Kötü günler bütün toplumların merhamet sınavı, her türlü şartta direnen insanların da yaşama sanatıdır. Birçok insan sadece seyirciyken, arkadaşım Taylan'ın eşi Berna Şahin kar fırtınasını sokak hayvanlarına yardım ederek geçirdi. Ataköy 11'nci Kısım parkındaki köpekler için evinden battaniye bile getirdi. Gece yarılarına kadar onların beslenmesini sağladı. Sokak insanları için neler yaptıklarını söylememe gerek yok. Parayla oynayan tanıdıklarımız da var elbet, onlar bu mevsim kayağa giderler. Diğer zamanlarda da çaresiz olanlara taşın insana baktığı gibi bakarlar. Biz güneş çocuklarıyız yazı severiz aydınlığı. İnsanların gözlerinde parlayan ışığı. Kışın acımasızlığına birçok insanın dayanma gücü olmadığını biliyorum. Soğuk açlıktan kötüdür, ikisi bir olursa felaket! Böyle zamanlarda hayatın nefesi bile soğuktur. Yazın kuşların alfabesi gökyüzüne yazılır da kışın kadere bile kızılır. Kış bizim gibi ülkelerde ancak kartpostallarda sevilir. Zenginlerin kayak yapma derdine düşecek değiliz, onların sükseli hayalleri ömür boyu bitmez! Onlar yazın yatlarına biner halay çekerler, kışın boyunlarına dürbünlü tüfeklerini asıp ava çıkarlar da bizleri "spor yaptıklarına" inandırmak isterler. Kendi tabiat ortamlarında bile hayat hakkı tanınmayan hayvanların kan izleri en kolay karda takip edilir çünkü. Herkesin parası da kötü ruhu da kendi tasarrufundadır. Bencil zenginlere, züppelere ve eli silah tutanlara vicdanı öğretmek haddimize değil. Paranın ve gücün etkisine girenlere, bir zamanlar yorulup düşene kadar koşan hayalperestliği de öğretemeyiz.