Gübre!

BAZI gerçekleri yeniden hatırlatmakta yarar var, çünkü pislik içinde bencil bir hayat yaşamaktan gurur duyanları işaret etmek her zaman boynumuzun borcu.

Bir zamanlar kış gelince bir türlü güneye uçmak istemeyen bir serçe varmış.
Fakat günün birinde hava öylesine soğumuş ki, minik serçe güneye uçmak zorunda kalmış.
Geciktiği göç yolunda dondurucu soğuklar bir süre sonra kanatlarını hareket ettiremez hale gelince, serçe bir çiftliğin toprakları üzerine neredeyse donmuş olarak düşmüş.

O sırada yanından geçen inek, küçük serçenin üzerine pislemiş. Serçe sonunun geldiğini düşünmüş. Fakat küçücük bedeni ve kanatları gübrenin sıcaklığıyla ısınmaya başlamış.
Nefes almayı başaran minik serçe mutlu bir şekilde şarkı söylemeye başlayınca, serçenin cıvıltısını duyan kedi, sesin geldiği yeri araştırmış ve gübreleri temizleyip serçeyi yemiş.

Meselenin ana fikri. Tepene pislik eden herkes düşmanın değildir. Seni pisliğin içinden çıkaran herkes de senin dostun değildir.
Yani, pisliğin içinde rahat ve mutluysan sakın sesini çıkarma!
Ana fikirden yürekli insanlara kalan asil gerçek; pisliğin içinden çıkmak istiyorsan, mücadele edeceksin ya da pisliğin içinde oturanları teşhis edeceksin!

İnsanlar girmedikleri mücadeleleri bile kaybetti. Sosyal medya mezbahalarında iftira ve kışkırtıcılık timlerine kendilerini yem etti.
Popüler yavşaklara el etti, Zorbalara kabadayılara biat etti. Paranın kokusunu alınca bebek kokusunu terk etti.
Çocuklarımızı uyuşturucudan ve cehaletin saldırılarından koruyamadık.
Haysiyetsizliğin bu kadar palazlandığı bir zaman dilimi görmedik.
Herkes manzarayı seyretti.

Filistin'de çocuklar katledilirken suskunluğun koltukaltında kendilerine yer edinenler, Amerika ve İsrail'den ithal ettikleri gübrelerin altına saklandılar.
Onların kedileri yapay zeka ürünü.
Hangi kuşu yiyeceklerini biliyor.
O ağalar ve beyler yarattıkları "pisliğin içinde" hala oturuyorlar.
Koca Titanic bile battı ama onlara denizde karada ölüm yok.

Hayat; büyülü bir yolculukta kendi ruhunun asaletini sınamaktır.
Hayat; serçelerin ahmaklığı kadar gübrelerin markasını tanımaktır.
Yoksa bir ineğin gübresiyle, bir kedinin serçeyi yemesi arasındaki bağlantı doğanın kendi yasasında var.
Ama insanlık kitabında çocukların hakkını domuz gibi yemek de yok, her haltı yiyenleri korumak da!