Devleti ayakta tutan padişah anneleri

17. yüzyılın ilk yarısında, hükümdar otoritesinin bulunmadığı ve devletin büyük bir buhrandan geçtiği dönemde Kösem Sultan ve Turhan Sultan'ın devlet yönetimini ele alması, Osmanlı İmparatorluğu'nu otorite boşluğundan kurtarmış, valide sultanların hanedanın devamını her şeyin üstünde tutması devletin devamını sağlamıştır Avrupa'da kralların eşleri kraliçe olarak ön plandayken Osmanlı İmparatorluğu'nda padişahların eşleri değil anneleri ön planda olur ve haremi yönetirlerdi. OSMANLI'YI KURTARDILAR 17. yüzyılda padişahların çocuk yaşta tahta çıkmaları, devlet yönetiminde otorite boşluğu meydana getirdi. Bu dönemde devlet idaresinde harem ve valide sultanlar ön plana çıktı. Bu durum da devlet yönetiminde Avrupalılar gibi "kraliçe idaresi" geleneği olmayan Osmanlılar'da bir mesele hâline geldi. Kösem Sultan Kadınların devlet yönetimini üstlenmesini olumlu karşılamayan dönemin tarihçileri, valide sultanların devlet idaresindeki rollerini tenkit ettiler. Osmanlı tarihlerindeki bu bilgilerin eleştiri süzgecinden geçirilmeden günümüz yazarları tarafından da kullanılması, valide sultanları devamlı entrika çeviren olumsuz portreler olarak karşımıza çıkardı. Bütün bu olumsuz tablo çizilirken şuna dikkat etmek gerekiyor: Hükümdar otoritesinin bulunmadığı bir dönemde Kösem Sultan ve Turhan Sultan'ın devlet yönetimini ele almaları, Osmanlı İmparatorluğu'nu otorite boşluğundan bir ölçüde kurtarmıştır. Valide sultanların hanedanın devamını her şeyin üstünde tutması, devletin devamını sağlamıştır. Kösem ve Turhan sultanların devlet yönetimiyle ilgili emirleri incelendiği zaman, valide sultanların devlet işlerinden uzak cahil insanlar olmadığı anlaşılır. 17. yüzyılın ortalarında İstanbul Turhan Sultan'ın veziriazama yazdığı emirlerden, onun gemilerdeki top ve kürekçilerden Mısır hazinesinden gelen vergiye, asker maaşlarından Kırım hanı tayinine, Eyüp'te çevreye zarar vermemesi için fişek atılmasının yasaklanmasından Üsküdar'ın eşkıyalardan temizlenmesine kadar birçok devlet işine hakkıyla vâkıf olduğu görülüyor. Turhan Sultan, emirlerinin uygulanmasında aksaklık olduğunda ilgilileri, "Kılıç ortaya çıkmadan kul taifesi iş yapmaz" diye tehdit bile etmiştir. BİNLERCE KİŞİ AÇ KALDI I. Ahmed'in eşlerinden ve Osmanlı tarihinin en önemli simalarından Kösem Sultan, I. Mustafa'nın tahttan indirilmesinden sonra padişah olarak IV. Murad'ın seçilmesiyle tarih sahnesinde aktif rol oynamaya başladı. Oğlunun padişah olmasıyla "valide" makamına yükselerek Eski Saray'dan Topkapı Sarayı'na taşındı. IV. Murad küçük yaşta padişah olduğundan, Kösem Sultan oğlunun fiilen iktidara hâkim olduğu 1632'ye kadar devlet yönetimini elinde tuttu. Yeniçeri isyanı Sultan Murad'ın son anlarını yaşarken Şehzade İbrahim'in öldürülmesini emretmesine rağmen Kösem Sultan'ın gayretleri sayesinde bu emir uygulanmadı. Böylece Osmanlı Hanedanı'nın da yok olması önlenmişti. Kösem Sultan, Sultan İbrahim döneminde bir süre devlet yönetimine hakimken, daha sonra oğlu tarafından haremden uzaklaştırıldı. Kösem Sultan'ın ikbal yıldızı, torunu IV. Mehmed'in 1648'de tahta çıkmasıyla tekrar parladı. IV. Mehmed'in annesi Turhan Sultan daha tecrübesiz olduğu gerekçesiyle Kösem Sultan, Osmanlı tarihinde bir ilk olarak Valide-i Muazzama unvanı ile haremde bırakıldı. Ancak Turhan Sultan'ın giderek siyasette etkili olmaya başlaması, Kösem Sultan ile onu rakip durumuna getirdi. Gelin-kaynana arasındaki mücadeleden Turhan Sultan galip çıktı ve Kösem Sultan öldürüldü. 3 Eylül 1651 sabahı Kösem'in ölüsü sevenlerinin gözyaşları eşliğinde önce Eski Saray'a götürüldü. Oradan da eşi Sultan I. Ahmed'in türbesine götürülerek defnedildi. Kösem Sultan, hayatının son zamanlarında iktidar hırsıyla olumsuz işler yapmışsa da saltanat makamının, dolayısıyla devletin karşı karşıya kaldığı türlü badirelerin atlatılmasını sağlamıştır. Ayrıca birçok cami, çeşme, mektep vs. yaptırmış, vakıflarıyla fakirleri doyurmuş, bizzat hapishanelere gidip, borçluların borçlarını ödeyerek onları kurtarmıştı. Öldüğünde valide sultan tarafından