300 yıl önce Ukrayna'nın işgali Rusya'yı dünya sahnesine çıkardı

Çar Petro döneminde Rusya, Ukrayna'nın işgaliyle hem ülkesinin nüfusunu ve savaşacak asker sayısını artırmış hem de bölgenin stratejik konumunu kullanarak Osmanlı ve Polonya topraklarında rahatça yayılmıştı Moldavya'dan Hazar Denizi'ne kadar uzanan geniş step bölgesinin batısında Polonya ve Rusya'dan kaçmış Hıristiyan asiler yaşardı. Hükümdarların otoritesini tanımayıp steplere sığınanlara "Kazak" (Kozak), yani "kaçak" denirdi. Kazaklar hayatlarını saldırdıkları bölgelerden elde ettikleri ganimetlerle, yani yağmayla sürdürürlerdi. Stepin kuzeyindeki Hıristiyan Kazaklar üç büyük gruptu: Zaporog Kazakları Orta Dinyeper'de, Don Kazakları Don Irmağı boylarında, Terek Kazakları ise Terek Irmağı boylarında. Zaporog Kazakları Polonya'ya, diğerleri ise Rus Çarı'na bağlıydılar. Bu Kazak gruplarının en güçlüsü ve Osmanlılar için tehlike yaratanı olan Zaporog Kazakları (Dinyeper Çağlayanları'nın Öte Tarafı Kazakları), bugünkü Ukraynalılar'ın atalarıdır. Genç Osman, Polonya seferinde KAZAK SALDIRILARI Kazaklar, 16. yüzyıl sonlarından itibaren Karadeniz'de kıyısı olan Osmanlı şehirlerine denizden cüretkâr saldırılar yaptılar. İleriki yıllarda da devam eden Kazak saldırıları İstanbul'da hem korku yaymış hem de bu saldırılar yüzünden kıtlık tehlikesi baş göstermiştir. Kazak saldırıları sonucu Doğu Bulgaristan ve Anadolu kıyılarındaki halk, yerleşim yerlerini bırakarak iç bölgelere çekilmiştir. Kazaklar, Osmanlılar'a karşı mücadele eden her devlet tarafından aranılan müttefik olmuşlardı. İşin ilginç tarafı Osmanlı ve Safevi ordusunda para için savaşan Kazaklar bile vardı. Zaporog Kazakları, ateşli silah kullandıkları için Tatarlar'a karşı üstünlük sağlıyorlardı. Silah ve barutu ise Polonya ve Rusya sağlıyordu. İki devlet de Kazaklar'ı kontrol altında bulundurmak için bu durumu kullanırlardı. Polonya, 16. yüzyılın başlarından itibaren Zaporog Kazakları'nı sınırlarını korumak için örgütlemişti. Kazaklar, Osmanlı topraklarına girip yağma faaliyetlerinde bulunduktan sonra Polonya ve Rusya'ya sığınıp lojistik destek alıyorlardı. Büyük orduları meydan muharebelerinde yok eden Osmanlı, küçük kuvvetlerle topraklarını basan eşkıya karşısında zor duruma düşmüştü. Khmelnisky POLONYA'YLA SAVAŞ İkinci Osman tahta çıktığında Kazak tehdidinin iyice artması yüzünden Osmanlı İmparatorluğu'nun yönü Kuzey'e çevrilmişti. 1621 Nisan'ında İkinci Osman'ın komutasında İstanbul'dan yola çıkan Osmanlı ordusu, Turla Nehri'ni geçerek Hotin Kalesi önüne vardıysa da büyük bir başarı kazanamadı. Yapılan antlaşmayla Hotin geri alındı. Ancak Kazak saldırıları bitirilemedi. 1637'de Don Kazakları Azak'ı ele geçirdiler ve kalede bulunanları öldürdüler. Bu dönem imparatorluğun Dördüncü Murad'ın demir pençesinde yeniden canlandığı dönemdi. İran dize getirildiyse de Kazaklar karşısında bir şey yapılamadı. Gönderilen Osmanlı kuvvetleri, kaleyi Kazaklar'dan geri alamadı. Ancak 5 yıl sonra 1642'de Kazaklar'ın destekçisi Rus Çarı savaşla tehdit edilerek Azak geri alınabildi. 1672 Kamaniçe kuşatması OSMANLI-UKRAYNA İTTİFAKI Silah ihtiyacı yüzünden Polonya'ya bağlı olsalar da Kazaklar her zaman Polonya'yı dinlemez, bağımsız hareket ederlerdi. Kırım Tatarları'nın desteğiyle ayaklanan Kazaklar, Kiev'i ele geçirip 1648'de Khmelnisky'nin liderliğinde yarı bağımsız bir devlet kurdular. Böylece Ukrayna tarih sahnesine çıktı. Ancak Kırım Tatarları'yla aralarında problemler çıktı. Kazak lideri, Polonya hâkimiyetinden kurtulmak için Osmanlı himayesine girmeye çalıştı. Ukrayna Kazak Hatman Devleti ile Osmanlılar arasında Haziran 1648'de ittifak yapıldı. Ancak Kırım Hanlığı'nın Kazaklar ile Osmanlı yönetiminin direkt ilişki kurmasını istemesi yüzünden, gerekli desteği alamadılar. Kazaklar, Polonya'nın baskısı artınca 1653'te padişaha elçi gönderdiler. Osmanlı yönetimi Kazaklar'ı tekrar himayesine aldı. Khmelnisky, aynı anda Moskova'ya da elçi göndermişti. Aralık 1654'te Pereyaslav Antlaşması'nı imzalayarak Rus Çarlığı'na bağlandılar. Ukraynalı tarihçiler, bu antlaşmaya ittifak olarak bakarlarken, Rus tarihçiler ise Ukrayna ile Rusya'nın tekrar birleşmesi olarak görürler. 1658'de Kazaklar, Lehistan'a yönelince savaş başladı. Lehistan, Kırım ve Kazak kuvvetleri Ruslar'ı mağlup etti. 1665-1672 yıllarında hatmanlık yapan Petro Doroşenko zamanında Osmanlılar tekrar devreye girdiler. 1666'da Doroşenko ile Tatarlar anlaştılar. Kazaklar, İstanbul'a da bir elçi gönderip himayeye girdiler. Bu yıllarda Lehistan kralına giden fermanda "Taraf-ı devlet-i pür-şevketimizden tuğ ve tabl ve âlem ihsanım olan Kazak taifesi hatmanı Doroşenko dergah-ı âlem penahım kullarımdan olup" demekteydi. Rusya ve Lehistan, 1667'de Andrussuvo Antlaşması'yla Ukrayna'yı paylaştılar. Bu durumu tanımayan Osmanlı İmparatorluğu, Doroşenko'nun idaresinde Ukrayna'da hâkimiyetini genişletti. Ancak Doroşenko, Lehistan ve Rusya karşısında tutunamadı. Bu gelişmeler üzerine Osmanlı ordusu Kazak meselesini çözmek için 1672'de Polonya üzerine sefere çıkarak Kamaniçe'yi ele geçirdi ve hâkimiyetini