Emre Kongar

Cumhuriyet

Ne yapmalı (2): Bilim ne diyor

3 Ağustos 2025 tarihli Pazar günkü yazımda tarihten üç örnek vererek Faşizmin ve baskıcı iktidarların hangi iç ve dış koşullarda egemen olduğunu anlatmaya ve bu örneklerden alınan dersleri özetlemeye çalışmıştım. Konuyu bugün Türkiye somutunda tartışmaya çalışacağımı söylemiştim ama önce bilimsel bulguları özetlemek gerektiğini düşündüm. *** Siya

Ne yapmalı (1): Tarihten üç örnek

Cumhuriyeti ve Demokratik Rejimi tahrip eden Hitler, Franco ve onlardan farklı olmakla birlikte McCarthy hareketleri olarak üç siyasal örneğe baktığımızda birtakım ortak noktalar görüyoruz. Bir köşe yazısında, ülkelerin ve dünyanın kaderini etkileyen, ikisi birbirine biraz benzeyen, üçüncüsü ise bir hayli farklı olan bu siyasal hareketlerin bütün

CHP'nin işi 'komisyonda' zor; çok zor!

arşamba akşamı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel "Komisyon"un nitelikli çoğunlukla karar alacağının kendisine iletildiğini belirttikten sonra, CHP'nin de "Komisyona" katılacağını bildirirken İktidarın tutarsızlıklarını ve çelişkilerini vurgulayarak özetle şunları söylemiş: "CHP'nin bulunduğu komisyondan kimse korkmasın, bulunmadığı komisyondan korksun.

'Komisyon'dan kim ne bekliyor

Herkes siyasetin geçmiş üzerine, siyasal partilerin ve liderlerin eskiden neler yapmış olduklarına göre kurulu olduğunu düşünür. OYSA SİYASET, GELECEK HAKKINDAKİ BEKLENTİLERLE BELİRLENİR! Gerek siyasal partiler ve liderler gerekse onlara destek verecek olan seçmenler, gelecek hakkındaki beklentilere göre davranırlar. Elbette geçmiş olaylar, tutum

'Süreçten' 'komisyona': Beş temel çelişki

Bu iktidarın en önemli özelliği ilkesizliği ve tutarsızlığıdır: Dün dost olan bugün düşman, dün düşman olan bugün dost olabilir. Dünkü hainler, katiller, bugünkü vatansever politikacılar, dünkü vatanseverler bugünkü hainler haline gelebilir. Ayrıca aynı zamanda, aynı yerde yapılan, aynı eylemler, bu eylemleri yapanların kişiliklerine ve iktidarl

İsimsiz süreçten isimsiz komisyona: Çelişkiler

Cuma günkü yazımda ülkenin siyasal kaderini, çünkü rejimini etkileyecek olan, "adı konmamış" bir "Sürecin" taraflarını ve bu taraflar arasındaki çelişkileri yazmıştım. Bu "Sürecin" devamı için oluşturulan ve önceleri "Barış Komisyonu" adıyla, "Anayasa Komisyonu" olmadığı, ondan farklı bir komisyon olduğu vurgulanan "Komisyonun" ismi AKP tarafından

'Sürecin' çelişkileri

Adı bir türlü konamayan "Süreç" pek çok uzlaşmaz çelişkilerle dolu bir yapıya sahip. Bu nedenle de ne ortak bir anlayışı yansıtıyor ne de adı konulabiliyor. Kimilerine göre "Barış Süreci"... Kimilerine göre "Cumhuriyet'in Demokratikleşmesi Süreci"... Kimilerine göre "Terörsüz Türkiye Süreci"... Kimilerine göre "Kürt Sorununu özüm Süreci"... Ki

Lozan'ı hangi devlet niçin imzalamadı

Amerika Birleşik Devletleri'nin Lozan'ı imzalamamış olduğu bilinir. Ama burada sözü edilen Lozan Antlaşması'nın, İstiklal Savaşı'nda yendiğimiz ülkelerle imzaladığımız ünlü Lozan Antlaşması olmadığı pek bilinmez! ABD'nin reddettiği, özel bir Lozan Antlaşması'dır. Bu olayın öyküsünü "Tarihimizle Yüzleşmek" adlı kitabımda uzun uzun anlattım. Şimdi, ç

Kimlikçilik, hem gericilik hem de bölücülüktür

Ülkeyi Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi ve benzeri etnik ya da dinsel/mezhepsel kimliklere göre tanımlamak ya da yönetmeye kalkışmak hem toplumu yüzyıllarca geri götürür hem devleti parça parça ederek Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırır... Bu nedenlerle de olanaksızdır. Ama Emperyalistlerin 1000 (yazıyla bin) yıldır bıkmadan usanmadan sürdürdük

Naziler nasıl egemen oldu

Sevgili okurlarım, her zaman ama özellikle bunalım dönemlerinde, sıkıntılı günlerde tarih okumayı seviyorum. İnsanlık nerelerden geçmiş, toplumlar hangi gelişme çizgilerini izlemiş, bu gelişme ve değişmeler sırasında ne hatalar yapılmış, bunların bedeli nasıl ödenmiş Tarihteki beş konuyu daima merak etmişimdir: 1) Yunan mitolojisi. 2) Fransız Devri