Emre Kongar

Cumhuriyet

İki hukuk profesörü konuşurken...

"Anayasa", "Hukuk" ve "Yargı" bir devletin omurgasıdır: İktidar, "Anayasa"ya uymayarak "Hukuk" ve "Yargı"yı kullanarak devleti ve toplumu çökertiyor... ok saygıdeğer "Anayasacı", "Cezacı" Profesörlerimiz dillerini mi yuttular İKİ HUKUK PROFESÖRÜ KONUŞURKEN, ÜLKEDEKİ ÖTEKİ HUKUK PROFESÖRLERİ NE YAPIYOR Konuşan Hukuk Profesörleri Adem Sözüer ve İzz

CHP'nin savunması için Okkam'ın usturası!

"Okkam'ın Usturası" bir önermedir: Bir konunun veya bir sorunun anlatımında veya çözümünde, en basit ve en kısa yolun genellikle gerçeğe en uygun ve en doğru yol olduğu biçiminde özetlenebilir. *** Önce CHP'in sorununu özetleyelim: Bir yandan, İmralı'ya gitmeyi reddederek öte yandan "Barış Süreci"ne karşı olmadığını belirterek... Ne bu "meşrula

Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: "Barış" sloganı ile halkı aldatarak... Kaybetmekte olduğu İktidarını uzatmak amacıyla... Etnikçilik yaparak... "Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti"ni tahrip ederken... İnsanlar Cumhuriyet'in ve Demokrasi'nin, "Barış" denilerek tahrip edilmesi karşısında, gerçekten akıllarına ve ruhsal dengelerine sahip ol

CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye'yi, "Ortadoğu Bataklığında" parçalanarak boğulacağı bir "Sürece" sürüklüyor! *** Cumhuriyet Devrimi, yüz yıl önce, "Osmanlı'nın Kulları ve Köleleri'ni" "Cumhuriyet'in Eşit Vatandaşları" yapmıştı. Şimdi Emperyalizm, üstelik bunu

'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu: 1) Anayasa'nın ancak iki defa seçilebilme koşuluna rağmen üçüncü kez Cumhurbaşkanı olan Erdoğan'ın dördüncü bir kez daha Cumhurbaşkanı olması. 2) TBMM temsilcilerinin İmralı'ya giderek "Süreç" konusunda Terör Örgütü PKK lideri ile görüşmesi ve sürecin devamı. 3) Bu iki konudaki önerilerini gerçekleştirme

Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk'e, İstiklâl Savaşı'na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi'ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı. Bu konuda, Sinan Meydan'ın, Ümit Doğan'ın ve Alev Coşkun'un kitapları başlı başına birer koleksiyon oluşturacak nitelikte ve değerde görünüyorlar. *

İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim: "İddianame, muhalefet üzerinden, hukukta çok çok tehlikeli bir dönemin kapısını açıyor: İKTİDARI KAZANMAYA YÖNELİK, HUKUKA AYKIRI OLMAYAN EYLEMLERE DÖNÜK OLAN BU SULAMALAR DİKKATE ALINIRSA: İSTER MUHALEFETTE OLSUN, İSTER İKTİDARDA, HİBİR POLİTİKACININ BUGÜNÜ YA DA YARINI GÜVENCEDE OLAMAZ!" *** İstanbul Büyükşeh

Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca...

Lafı dolandırmaya gerek yok: İddianame, hem başarılı siyaseti hem başarılı avukatlığı suç saymış. İddianame, Ekrem İmamoğlu, öteki belediye başkanları ve bürokratlar hakkında somut ciddi kanıtlara dayanamadığı, daha doğrusu iddiaları ve iftiraları kanıtlayamadığı için genellikle soyut suçlamalar yapmış; bu yüzden de aşağıda alıntıladığım "ifadeler

İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk'ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için 142 ayrı suçtan 2352 yıl hapis isteyen "İddianame" bana, bu İktidar dönemindeki "Birinci Silivri Trajedisi" bağlamında, "Terör Örgütü Lideri" olarak yargılanan ve mahkûm edilen Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ davasını anımsattı

Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk'ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum. Aslında tarihe ilişkin yalanlar, Lozan'da toprak kaybettiğimiz, Harf Devrimi ile bir gecede tarihimizden koparıldığımız gibi, siyasal, ekonomik, kültürel ve toplumsal çözümlemelerle birlikte ikiden çok daha fazladır. Ama ben bur