Pusu

Bir köşeye yatıp gizleneceksin. Kim ne yapıyor, nasıl yapıyor bakacaksın. Çaktırmadan olan biteni izleyeceksin. Tilki misali havayı koklayacaksın. Kendini açığa çıkarmamak için nefes bile almayacaksın. Şartlar olgunlaşır olgunlaşmaz da harekete geçeceksin. Avını kapacak, kendini besleyip semirmeye çalışacaksın. İşte siyaset de böyle yapılıyor artık Türkiye'de. Son günlerde yaşananlara "tilki oyunu" ya da "pusu siyaseti" diyebiliriz. Asgari ücrette yaptılar bunu. Neredeyse "Biz olmasak millet aç kalacaktı, aç" dediler. Kırk yıldır tartışılan ve bütün iktidarlar döneminde bir türlü gerçekleştirilemeyen asgari ücretin vergi dışı bırakılması düzenlemesine bile sahip çıktılar. "Biz söyledik, oldu" dediler. Hatta emekliye bayram ikramiyesi verilmesinin bile kendilerinin bastırması ile gerçekleştirildiğini iddia ettiler. Vesaire, vesaire... Son olarak da KYK kredi ve burslarındaki enflasyon farkının kaldırılmasını kapıp kaçmaya çalıştılar. Koca koca adamlar sıraya girdiler, yapılan düzenlemenin ardından sosyal medyada "Teşekkürler Kılıçdaroğlu" paylaşımları yaptılar. Böylece siyasette yen bir dönem başladı... Kap ve kaç dönemi! Senin olsun ya da olmasın hiç fark etmez. Kap ve kaç! Ne kadar götürürsen kardır! KYK kredi burs ve borçları ile ilgili bir sıkıntı olduğu zaten görünüyordu. Sızlanmalar ve şikayetler çok önceden başlamıştı. Enflasyon yüksek olunca ve enflasyon farkı yansıtılınca, bu imkanlardan faydalanan öğrencilerin yapacakları geri ödemeler rahatsız edici boyutlara ulaşmıştı. İktidar da farkındaydı bunun. Çalışılıyordu üzerinde... Tam bu sırada CHP devreye girdi, Kılıçaroğlu ortaya çıktı. Rakamları kabartan enflasyon farkının adına "faiz" denildi. Yapılacak düzenlemeden önce "ön alınmak" istendi. "Silin bu farkları" diye büyük bir feryat koparıldı. Evet silindi. Ama zaten konunun üzerinde çalışılıyordu. Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. CHP de bunu biliyordu. Ucuz yoldan prim kazanmak için böyle bir çıkış yaptı. Şimdi sırada EYT var. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı