Jet siyaset

Bugün yazıya Ziya Paşa'nın ünlü dizeleri ile başlayalım. Ziya Paşa, "Onlar ki verirler laf ile dünyaya nizamat, bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde" diyor.Nedir teseyyüp Kimine göre pislik, TDK'ya bakılırsa da kayıtsız kalma, tembellik ve ihmalkarlık! Bugün yapılan siyasete ve siyaset anlayışına uyarlayabiliriz bunu. İş aynen bu noktaya kadar geldi çünkü! Bir kameraların karşısına geçip atıp tutan, mangalda kül bırakmayanların sözlerine bakıyorsunuz. Bir de gerçek hayatta yaptıkları ve yaşadıklarına. Birbirine tamamen zıt! Söyledikleri yaptıklarını, yaptıkları söylediklerini tekzip ediyor. Garip, anlaşılmaz bir hal içindeyiz vesselam... Hatırlarsınız, bu ülkede yıllarca "uçak edebiyatı" yapıldı. Halen de devam ediyor. Devletin olmazsa olmazı, Cumhurbaşkanı, bakanlar ve devlet görevlilerinin kullandıkları uçakları "saltanat" diye karalayıp, "hepsini satacağız" diye bağırıldı. Olmaz tabii. Dünyanın hiçbir yerinde böyle ilkel bir siyaset yapılmaz. Ama yapıyorlar, söylüyorlar, ülke yönetimini tarifeli uçaklara mahkûm edip, dış politikayı işlemez hale getirmeye uğraşıyorlar. Sonra baktık ki, bunu söyleyenler en basit toplantılara bile özel jetlerle gidiyorlar. Son örneği ise, Kemal Kılıçdaroğlu'nun 14 Şubat'ta, İzmir'den Ankara'ya dönerken özel jet kullanması. Uçarak evine gitti, eşi Selvi Hanım'la bir "Sevgililer Günü" fotoğrafı çekip, paylaştı. Devletin kullandığı uçakları "satacağız" diyenler de bu hareketi alkışladı. Dün yazdım, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, Kılıçdaroğlu Ailesi'nin çektirdiği "Sevgililer Günü" fotoğrafına övgüler düzüp, Cumhurbaşkanı'nın ülkesi için yaptığı BAE ziyaretini karaladı. Yine herkes meşrebine uygun davranıp kendine yakışanı yaptı! Ama o uçağa kaç para ödendi, bedeli hangi kalemden karşılandı, ne kadara mal oldu o fotoğraf, bilmiyoruz! Bir örnek daha verelim... CHP, son dönemde halkın ekonomik sıkıntıları üzerinden bir siyaset yürütüyor. Zaman zaman da yaşananlar abartılıp, "Millet aç, aç" söylemlerine kadar varan