Gündemden düşmez

Yazdıklarımı okuyunca, "Üzerinden kaç gün geçti, gündem değişti" diyenler olabilir. Balık hafızalı bir toplum oluşturmak isteyenler, daha fazlasını da söyleyebilir. Ama böyle bir konu gündemden düşmez, düşemez ve düşürülmemeli. Hatta her fırsatta tekrar tekrar gündeme getirilmeli. Çünkü çok ciddi ve gerçekten vahim bir durumla karşı karşıyayız... Biliyorsunuz, Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'a sert tepki gösterdi. İkiyüzlülüklerini ve uyguladıkları çifte standardı ortaya koydu. Türkiye'nin içişlerine karıştıklarını ve bizim ülkemizde operasyonlar düzenlediklerini net bir dille yüzüne vurdu.Alman Bakan ise "Hayır öyle değil, yanlış" demedi, diyemedi. Bu sözler karşısında dut yemiş bülbüle döndü. Bu çok ciddi suçlamalar karşısında bizim muhalefetten de ses çıkmadı. Onlar da Alman Bakan gibi susmayı tercih etti. Yer yerinden oynaması gerekirken, hepsi "görmedik, duymadık" rolüne soyundu. Oysa bu milli bir mesele! Batılı bir ülke, Türkiye'de operasyonlar yapıyor. Benim ülkemin içini kaşıyor. Buradaki bir takım olayları ve kalkışma hareketlerini destekleyip fonluyor. Dünyanın herhangi bir ülkesinde yaşansa, o ülke toptan ayağa kalkardı. Ama bizim muhalefet susup oturmayı tercih etti. Bu kadarla kalsa iyi... Hemen ardından CHP, İyi Parti ve HDP, Alman Bakan'ı ziyaret için sıraya girdi. Yüzlerde gülücükler, sırıtarak fotoğraflar verildi. Hiç biri de "Yahu siz ne yapıyorsunuz, kendinize gelin" demedi. Cılız da olsa bir tepki açıklaması gelmedi. Tam tersine, benim ülkemin bakanının değil, benim ülkemde operasyonlar düzenleyen Alman Bakanın safında yer alan bir tavır ortaya konuldu. CHP, görüşmenin ardından aynen şu açıklamayı yaptı: "Türkiye'nin seçime doğru gitmekte olduğu önümüzdeki döneme ilişkin değerlendirmelerimiz Sayın Bakan'a aktarılmış, bu çerçevede CHP'nin ve Altılı Masa'nın görüşleri Sayın Bakan ile paylaşılmıştır."İşte bu da rezaletin son perdesi! Ne ilgilendiriyor benim ülkemdeki seçimler