Unutmayalım, CHP'li belediyeler aslında zoru başardı...

Sevgili okurlarım, 2019 yılı mart ayında yapılan yerel seçimlerin öncesini ve sonrasını anımsayın...

AKP iktidarı kendinden olmayan belediyelerin bütün para kaynaklarının üzerine adeta bir kâbus gibi çökmüştü...

Türkiye'nin tamamı olmasa bile önemli bir bölümünde pek çok belediye onların elindeydi.

Özellikle de İstanbul ve Ankara.

Bu iki büyükşehir belediyesi AKP'li yandaşlara ve müteahhitlere para hortumlayan bir emme basma tulumbaya dönüşmüştü.

Yandaş kuruluşlarla birlikte dinci vakıflar ve dinci dernekler de oralardan besleniyordu.

Hesap soran falan yoktu ki!

2019 seçimleri yapıldı...

Ve iktidar açısından inanılmaz bir sürpriz (!) gerçekleşti...

İstanbul ve Ankara ellerinden kuş gibi uçup gitmişti.

Buna Antalya, Mersin, Adana gibi el değiştiren büyükşehirleri ve ötekileri de ekleyince ortaya AKP açısından korkunç bir hezimet tablosu çıkıyordu.

Ama iktidarın en büyük para kaynağı İstanbul ve Ankara Büyükşehir idi.

Özellikle bu ikisini kaptırmış olmayı bugüne kadar içlerine sindiremediler.

İtirazlar falan derken YSK (Yandaş Seçim Kurulu!) İstanbul seçimini iptal etti. Yenilenen seçimi İmamoğlu bir kez daha, hem de bu kez 800 bin oy farkla kazandı.

Böylece en büyük kalelerle birlikte çok büyük avantalar ve peşkeşler de YSK'ya rağmen elden gitmiş oldu!

Seçim öncesinde iktidarın söylemleri hep aynı idi!

"Zaten kaybetmeyiz de, CHP kazansa bile bu belediyeleri yönetemez. Eline yüzüne bulaştırır. En geç bir yıl içerisinde bunların ne mal olduğu ortaya çıkar!"

Seçim bitti ve aynı masalı okumayı yine sürdürdüler:

"Bunlar bu işin altından kalkamaz. Elleri mahkûm çuvallayacaklar..."

"Belediye Meclislerinde çoğunluk zaten bizim elimizde. AKP-MHP oylarıyla onların her işine taş koyup engel oluruz."

Ve CHP'li belediyeleri her konuda engelleme süreci böylece başlatılmış oldu.

Yerel seçimleri kazanan bütün CHP'li belediyeler, özellikle de İstanbul ve Ankara, bu iktidarın adı resmen konulmamış düşmanı olarak tanımlandı!

Seçim kaybetmenin intikamını er ya da geç alacaklardı!..

Ve aldılar da.

Şimdi aradan epeyce zaman geçti...

Ve bir şeyi çok iyi görüp anladılar ki, birkaçı dışında bu CHP'li başkanlar ve belediyeler çetin cevizdir. Öyle birkaç fiske vurup onları çalışamaz duruma getirmek mümkün değildir.

Takoz koyarsınız ama fazla bir şey değişmez.

(Bundan sonra söyleyeceklerimi lütfen cümlelerin başına "AKP'li belediyelere kıyasla" ifadesini yerleştirerek okuyunuz.)

-Bugüne kadar hiçbir CHP'li belediyeden somut, kayda değer yolsuzluklar fışkırmadı.

-Yine birkaçı dışında hiçbiri yandaş kollama ve zengin etme merakına kapılmadı.

-Bütün projeleri iktidar tarafından engellendi ama CHP'li belediyeler kamunun parasını çarçur etmedi. O devlet baskısı altında bunu yapmaları zaten mümkün değildi.

-Gereksiz işler, lükse yönelik harcamalar budandı, ya da iptal edildi ve böylece halkın parasından trilyonlarca tasarruf edildi.

-Fakir fukaraya yardımlar bütün engelleme çabalarına karşın sürdürülüyor. Böylece AKP'li belediyelerin en önemli kozlarından biri daha elinden alınmış oldu.

Üstelik bu konuda yazılması ve anlatılması gereken başka şeyler de var.

Örneğin İstanbul ve Ankara'da belediye meclislerinde çoğunluk AKP-MHP koalisyonunda.

Onların temel görevi CHP'li belediyeleri çalıştırmamak, atılan her olumlu adıma karşı engeller çıkarmak ve mümkünse reddetmek.

Ancak gelin görün ki, halkımız bu atraksiyonu da yemedi...

Sezar'ın hakkını Sezar'a verdi...