Televizyon kanallarında kısa bir gezinti!

Sevgili okurlarım, hepsi olmasa bile pek çok televizyon kanalında, özellikle de haber kanallarında ilginç haber ve görüntülere tanık oluyoruz.

Yayın boyunca bombalar patlıyor, cesetler elden ele geziyor. İnsanlar kan revan içinde... Feryatlar, çığlıklar ve beddualar birbirini izliyor.

Usanç verici, sinir sistemini bozucu, bazen de mide bulandırıcı görüntüler yayın boyunca hep aynı. Hiç değişmiyor.

Bu görüntülerin en önemli somut örneğine geçtiğimiz şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna savaşında tanık olmuştuk.

Şimdi o savaş tavsadı, onun yerini Arap-İsrail savaşı aldı.

Benzer sahneleri bu son savaştan, 24 saat boyunca hiç ara vermeden izlemek zorunda bırakılıyoruz...

Ve her kanalda aynı uzmanlar!

Konu her ne olursa olsun durum değişmiyor.

Ekranlar savaştan depreme, spordan ekonomiye kadar her konuyu bilen ve konudan anlayan çok değerli ve sayın uzmanlarla dolu!

Dün Medya Radar isimli internet sitesinde Bülent Biricik imzalı bir yazı okudum. Bu arkadaş benim söylemek istediklerimi açıkça anlatmıştı. Şimdi o yazıyı biraz kısaltarak, birkaç da küçük ekleme yaparak sizlere iletiyorum:

"Haber kanalları gerginlik mi pompalıyor Normal yayın akışını kesip Türk insanını 24 saat boyunca savaşla yatırıp kaldırmak haksızlık değil mi

Özellikle haber kanalları, her zamanki gibi bu huyların en belirgin görüldüğü medya organları oldu.

Neymiş o kötü huylar diye merak etmişsinizdir, hemen söyleyeyim...

Abartma, tepinme ve öykünme...

Çok değil daha bir yıl kadar önceRusya-Ukrayna savaşınıevimizin içinde bulmuş, bu savaşı Ruslardan ve Ukraynalılardan fazla dert edinmiştik. Kuşkusuz, bu durumu savaşan ülkelerin TV kanallarından daha çok savaş meraklısı olan bizim haber kanallarına borçluyduk.

Son dakikalarıyla, canlı bağlantılarıyla, tartışma programlarıyla, kısacası tüm yaşananlarla savaşı iliklerimize kadar hissettik.

Medyamız bu savaşı o kadar içselleştirdi ki, bir anda kendimizi savaşın tarafı ülkelerden biriymiş gibi hissetmeye başladık. Gerim gerim gerildik, aylarca diken üstünde yaşadık.

Gazze savaşıyla tarih yine tekerrür etti!..

Ekranlar yine kıpkırmızı...

"Son dakika"lar,"son durum"lar,"sıcak gelişme"ler,
"yeni görüntü"ler ve daha niceleri...

Hepsi de tüm şatafatıyla"gör beni"diye bağırıyor, olanca gücüyle algılarımıza hitap ediyor.

Önemli gelişmeleri duyurmak elbette haber kanallarının görevi... Ancak bu son savaşta da işin dozunu aştılar ve yine fazlasıyla abarttılar.

Uluslararası haber kanalları ile bölge ülkelerinin haber kanalları bile konuya yeteri kadar yer verirken, ülkemizdeki kanallar tüm yayınlarıyla savaşın üzerinde tepiniyorlar da tepiniyorlar.

Yayın akışlarını değiştirdikleri için neredeyse başka hiçbir konuya yer veremiyorlar.

Ne kadar gereklidir bilmem ama sayelerinde Gazze'ye düşen bombaların sayısından, İsrail'in demir kubbesini yok ettiği roketlerin sayısına kadar pek çok ayrıntıyı da bu vesile ile öğrenmiş oluyoruz!

İsrail'in ve Filistin'in caddelerini, sokaklarını, mahalle, hastane ve okullarını, onların isimleriyle birlikte yerlerini de ezberliyoruz.

Ama bitmedi...

Yine bizim haber kanalları sayesinde "Kaç tane cami-kilise yıkıldı", "Kaç yardım kamyonu sınırı geçti"gibi birçok gerekli ve gereksiz konulara da vakıf oluyoruz.

Her şey anlık olarak evlerimizin içine giriyor, 24 saat kesintisiz canlı canlı savaş izliyoruz.

Bir kanal bir konuyu"son dakika"diye duyuruyor. Bir bakmışsınız diğer kanallar da sürü psikolojisiyle hemen o konuyu son dakika olarak vermeye başlamış!

Bazen öyle şeyler"son dakika"diye veriliyor ki...

Bir süre sonra ekrandaki"son dakika"lar rutininiz oluyor ve önemsizleşiyor.

Kırmızı renkli son dakika bantlarında birbirinin aynısı olan son dakika bilgilerini görünce insan ister istemez düşünüyor...

Acaba haber kanalları birbirine mi öykünüyor

Bir tek ben mi böyle düşünüyorum bilmem ama...

Sizce de tüm bunlar biraz fazla ve abartılı değil mi

Normal yayın akışını kesip 24 saat savaşla yatırıp kaldırmak Türk insanına haksızlık değil mi

Şimdi gelelim şu uzman konuklar meselesine...

Olağanüstü dönemlerde ekranlarda konuk edilen olan uzman konuklar daha önce yazılıp çizildi.

Kanallar uzmanlığı olsun ya da olmasın bu kimseleri adeta dolgu malzemesi olarak kullanıyorlar.

Kanal yöneticileri muhtemelen"Aman ekran boş kalmasın!"