"Çürük" ve "Sürtük" üzerine!.. Kimdir onlar

Sevgili okurlarım bu memlekette neler oluyor, hangi akıl almaz olaylara tanıklık ediyoruz..Memlekette 'anayasa' kaldı mıYargı siyasetin gölgesine girmiş, nerelere sürükleniyorHak, hukuk ve adalet kavramları siyasi iktidar tarafından paspas gibi çiğneniyor muMahkemelerde bazı kararlar adamına göre mi veriliyorBu soruları uzamak mümkün...Ve istediğiniz kadar eleştirin, hiçbirine yanıt verilmesi mümkün olmuyor.İlk sorudan başlayalım.Memlekette anayasa elbette kaldı ama işin çok önemli bir özelliği var...Sadece kağıt üzerinde kaldı.İlkeleri derseniz her gün çiğneniyor.İktidar partisi anayasayı kendi çıkar ve istekleri doğrultusunda kullanmayı sürdürüyor. Bazılarına çok kısaca bile olsa değineyim.Anayasamadde101: "Cumhurbaşkanı kırk yaşını doldurmuş ve yükseköğrenim yapmış... Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir."Çok güzel...Ama böylesine basit bir konuda bile bazı terslikler yaşamaktayız.Bir vatandaşın yükseköğrenim yapmış olduğunun bir tek kanıtı vardı.Diploması!Türk MilletiRecepBey'in diplomasını bugüne kadar (ne yazık ki) görebilmiş değil.Esrarengiz bir diploma!..Kayıp mı oldu, işin içerisinde bizim kafalarımızın basmadığı başka bir husus mu var, kendi yakın çevresi dahil kimse bilmiyor.Gizemli diploma!..Diplomanın gizlisi saklısı olur mu kardeşim. Varsa vardır, yoksa yoktur.Sayın diploma eğer varsan lütfen çık ortaya, kendini milletimize göster ki herkes rahat bir nefes alsın!Şimdi gelelim çokanlamlıbir maddeye...Anayasamadde104aynen şöyle:"Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder..."Yani anayasamız (eğer halen geçerli ise) cumhurbaşkanı tanımını güzelce yapmış.Hem devletin başı...Ve hem deTürkMilletinin birliğinitemsil ettiği varsayılıyor!Böyle tanımlanan bir cumhurbaşkanı önceki gün partisinin grup toplantısında meclis kürsüsüne çıkıp yine haykırdı.Bu kez Türkiye'nin neredeyse bütün illerinde Gezi olaylarına karışan büyük kitlelerle birlikte muhalefet partilerini hedef almıştı.Onları kendince tanımlıyordu:-Zavallılar...-Yalancılar... Omurgasız proje aparatları...-Terör seviciler...-Kifayetsiz muhterisler...Şu hakaret sözcüklerine bakar mısınız!Bunlar bir cumhurbaşkanının ağzına yakışıyor muBu tanımlardan biri bile kendisi için yapılmış olsa hemen dilekçesini verdirir, söyleyen veya yazan hakkında hem tazminat ve hem de ceza davaları açılmasını sağlardı!Çünkü başkaları onu asla eleştiremez ama o, istediği herkese an ağır hakaretleri savurmakta özgürdür!Ancak konuşmasında kullandığı iki sözcük var ki, onlar özellikle affedilir gibi değil.İki