Abdülhamit Han!

Sevgili okurlarım, özellikle ekonomi alanında nasılgünlük yalanlarlayönetildiğimizin çoğunuz zaten farkındasınız...İktidar kesiminin her yerinden, her kesiminden ve her konuda yalanlarfışkırıyor...Ve özellikle yakın tarihimizle ilgili olan o kocaman yalanları bize yutturmaya kalkışıyorlar.Yutan yutuyor ama biraz olsun tarih bilgisine sahip olanlar bu oyuna düşmüyor.Bu iktidarın bir özelliği var!Osmanlı'yı tam33 yılboyunca (1876-1909) arasındatek başınasarayından yönetenkorkak, vehimlibir padişaha neredeyse tapıyor.Şimdi petrol bütün dünyada güncel oldu ya, fırsatın hemen yakalandığını düşündüler...Ve yurt dışından aldığımız sondaj gemisinin ismi törenlerle belirlendi!Abdülhamit Han.Meğer bu Abdülhamit Han denizlerimizi dolaşıp çeşitli yerlerde petrol sondajı yapacakmış.Bu konuyu araştırırken düniktidar yandaşı veİslamcıbir gazetenin internet sitesinde ilginç bir haber okudum.Bir ülkenin yakın geçmişi sürekli yalanlarla nasıl böylesine tahrif edilir, inanılır gibi değildir.Şimdi kısaca özetleyeceğim bu yazıyı aslında bir 'tarihçi' yazmış.Bakınız neler diyor:"Aslında Sultan'ın bir petrol politikası vardı...Ömrü yetmese bile son döneminde Osmanlı'nın dimdik ayakta durmasını sağlaması ilginçti.Onun tahttan indirildiği 1909 yılında Osmanlı, dünyanın en güçlü ilk beş devletinden biriydi."Yutturmacanın bu kadarına ancak şapka çıkarılır!Rumeli, Balkanlar, Kıbrıs vesaire onun döneminde elimizden uçup gitmişti.'Bilimsel yazı' devam ediyor:"Abdülhamit Han o zaman sınırlarımız içerisinde bulunan Irak petrollerinin kıymetini bilmiş, gelecekte oynayacağı siyasi, ekonomik ve stratejik belirleyiciliği dâhice kavramıştı."Onun hazırlattığı birpetrol haritasıvarmış ki,TPAObile günümüzde yaptığı sondaj ve arama çalışmalarında o haritayı kullanıyormuş!Belki soracak olursunuz...O harita acaba neredeBugüne kadar gören yok.Eğer varsa açıklansın, biz de bilelim!Yalanlar bazı insanları bir yere kadar kandırır ama gerçekler er veya geç ortaya çıkar.Osmanlı onun döneminde bütün dünyadahasta adamolarak bilinirdi.Topraklarımız elden gidiyordu.Lozan anlaşmasıyla kaldırdığımız kapitülasyonlar, yargılama dahil yabancılara verilen yetkiler ve haklar bizi boğuyordu.Neyse ki1908yılında İkinci Meşrutiyet ilan edildi...Abdülhamittarafından 33 yıl önce kapatılan Meclis açıldı...Tahttan indirilmesi ise bir yılı buldu ve 1909'da Selanik'e sürgün edildi.Öncesi ise Osmanlı açısından ayrı bir maceradır.Tahttan indirildiği 1909 yılında Osmanlı, dünyanın en güçlü beş ülkesinden biri imiş! 'Tarihçimiz' öyle diyor.Şimdi size iki ayrı örnek vereyim, o beş güçlü devletten biri olan Osmanlı'nın başına neler geldiğini birkaç satırla görelim...Yıl1901...Tahtta yine Abdülhamit var...Hasta adamın iç ve dış borçları inanılmaz boyutlarda...Alacaklılar arasında iki de Fransız banker var.TubiniveLorando.Milyonlarca altından oluşan alacaklarını tahsil edemeyince Osmanlı devletini başkent İstanbul'daki Fransız Büyükelçiliğine şikayet ediyorlar.İşin sonrası